hrr
Olmadı Şebnem Abla
tanıdık bir saatti, en azından sabahın her saati kadar. bir zamanlar uykuya yatmıştım bu saatlerde, bir zamanlar uykudan uyanmıştım. sorgulamam gereken aslında neden uyandığımdı, neyi merak ettiğim yahut neden merak ettiğim çok kişiseldi, ve kişisel şeylerle uğraşmak geçtiğimiz yıllardan beri olduğu gibi zaman kaybıydı. resmin bütününü anlamamıştım ki, özel parçalarına ineyim? hem ben özel değildim ki zaten, benim için özel birşeylerin olmasına da hakkım yoktu. yani sanırım.
*
soruyu bulmuştum en sonunda, "neden uyandım bu saatte? doğal olarak cevabı yoktu. iç huzur eksikliği teşhisi koydu kurullar buna. zaten rüyamda süresini bilmediğim bir periyod ağırlık kaldırmıştım ve ağrılar içindeydim. vücut değişik tepkiler vermek için tüm dengesiz evrenle mücadele içindeydi. ne de olsa benden bir parça diye düşündüm. sonrasında gülümseme efekti.
*
sonra bir yudum diye başlayıp kana kana içtim şişeyi. gözümün kenarından süzülen yaşla ağzımın kenarından süzülen alkolün birbirine değmemesine özen göstererek içtim. hayat devam ediyordu ve onunla beraber ben de edecektim. "bu gün söz" dedim kendi kendime. "bu gün söz, ama son bir yudum daha almalıyım". sonra sükunet çöktü şehrin üstüne düşen aydınlıkla, en azından martıların hisedebileceği kadarı. içim ile beraber martılar da susmayı seçmişti. zaten uçan martı sayısı bir elin parmakları kadardı. içimden çıkan ses de fazlası değildi hani.
*
YR
O kadar rakı dedik ya, bu gün şu puslu havaya bir eşlik etmeliydi rakı.
Fonda Müzeyyen Abla, Dudakta Hüzünlü Tebessüm.
Bir de çöpkutum olsa, yeterdi hani.
Bilirsin beni, mutluluğumu.
Hep küçük şeylerdedir.
Sen hariç.
ben.
RAKI
Pictures of You
i've been looking so long at these pictures of you
that i almost believe that they're real
i've been living so long with my pictures of you
that i almost believe that the pictures are
all i can feel
remembering
you standing quiet in the rain
as i ran to your heart to be near
and we kissed as the sky fell in
holding you close
how i always held close in your fear
remembering
you running soft through the night
you were bigger and brighter and wider than snow
and screamed at the make-believe
screamed at the sky
and you finally found all your courage
to let it all go
remembering
you fallen into my arms
crying for the death of your heart
you were stone white
so delicate
lost in the cold
you were always so lost in the dark
remembering
you how you used to be
slow drowned
you were angels
so much more than everything
hold for the last time then slip away quietly
open my eyes
but i never see anything
if only i'd thought of the right words
i could have held on to your heart
if only i'd thought of the right words
i wouldn't be breaking apart
all my pictures of you
looking so long at these pictures of you
but i never hold on to your heart
looking so long for the words to be true
but always just breaking apart
my pictures of you
there was nothing in the world
that i ever wanted more
than to feel you deep in my heart
there was nothing in the world
that i ever wanted more
than to never feel the breaking apart
all my pictures of you
Şöyle bir baktım da, bu şarkıyı dinlemeyi özlemişim, sağolsun bilgiişlem, attı golünü dinletti. Şeytan diyor al yarına izin, bu akşam sevgiliyi izlemeyi müteakip git çöpkutusuna. Bir şişe, Bir adam, Bir çöp kutusu, Bir hayat. "umut kötülüklerin en büyüğüdür, çünkü acıyı uzatır"; Umut edebilen insanlara kıskançlık ve özlemle. Hangisi son bilmiyorum, ama yaklaştığını hissedebiliyorum. Hüzün çöküyor devamında da. Olacaksa hemen olsun bitsin, acısız olsun diye istemeyi bile haddime görmüyorum. İçip yeteri kadar uyuşursam hiç korkmayacağım, hiç acımayacak diye düşünüyorum, ama ayık karşılamam gerektiğini de biliyorum. Uzun zamandır üşümediğim kadar üşüyorum, belli etmemeye çalışırkenki çaba sıcak tutuyor sanki. Sonra replikler de, enerji de, zaman da, sahne de bitiyor. Romandaki gibi, cumartesi bitiyor ama cumartesiler bitmiyor. Hep uzatıyor umut, aklın kendini muhafaza etmesinin en görünür çabası gibi. Ne cumartesiler bitiyor, ne umutlar. Ama bunlara karşın, hayatlar bitiyor. İşte en boktan tarafı bu. Ölüyorsun, ve bunu biliyorsun. Ne kadar eğlenceli, di mi?
"to whom it may concern; FUCK YOU!"
Güzel Bir Gün
Uzun lafın kısası, kafa düdüklemenin manası yok, bu gün benim ölüm yıldönümüm :) Nasıl geliyor kulağa? Eğlenceli di mi? Misal ben geçen sene tam da bu saatlerde yoğun bakımda "çek elini şuradan bir kalkayım topunuzun anasını skicem" diye bağırıyor olmasaydım, tam 365 gündür yaşadığım bu değişik şeyleri yaşamamış olacaktım, sen de beni çoktan unutmuş olacaktın. Yeme beni triplerine gerek yok, kim olsa unuturdu :) Üzülmezdim açıkçası, hatırlanma kaygım pek yoktur, bilirsin az çok beni.
Ama kötü haber, "am alive and kickin' it!"
Günün şarkısı MM'dan gelsin, Coma Black. Güzel bir gün olsun, ama sen ölme okuyan kişi, hiç eğlenceli bir numara değil. Valla. Ben öldüm, ondan diyorum. Biliyoruz da konuşuyoruz durumları yani :)
"Coma Black"
[ a) EDEN EYE ]
My mouth was a crib and it was growing lies
I didn't know what love was on that day
my heart's a tiny bloodclot
I picked at it
it never heals it never goes away
I burned all the good things in The Eden Eye
we were too dumb to run too dead to die
This was never my world you took the angel away
I'd kill myself to make everybody pay
This was never my world
you took the angel away
I'd kill myself to make everybody pay
I would have told her thenshe was the only thing
that I could love in this dying world
but the simple word "love" itself
already died and went away
This was never my world you took the angel away
I'd kill myself to make everybody pay
This was never my worldyou took the angel away
I'd kill myself to make everybody pay
I burned all the good things in The Eden Eye
we were too dumb to run too dead to die
[ b) APPLE OF DISCORD ]
Her heart's bloodstained egg
we didn't handle with care
it's broken and bleeding
and we can never repair
553
Puke
I've crossed deserts for miles
ay biliv ay ken flay
Bu da kendisine bir başka bakış açısı efem, miğferimiz de takılmış, "aha ne uçan mandası, bildiğin uçan ökküz!" diyebilirsiniz, kendisi içimdeki öküzün dışavurumudur. Ne şirin di mi? Hoş insan, cüce ve elf ırkları pek hoş demiyor kendisine. Masumları katletmekten aldığımız haz saymakla bitmez? Ne ben de mi hayvanım?
Zaten son zamanlarda öyle diyorlar ısrarla; "Dev, are you a black orc in real?"
HAHA