Palavra

şu anda ne yazacağıma dair hiçbir fikrim yok. sadece yazmak istiyorum konudan azade.

* * *

hayatın genel tutumuna, olmuş ve olacak tüm tesaüflere, sende gecelik gibi duran kolsuz tshirt'üme, içki içmemize toplum kısmından engel gözüyle bakılan kandile, sana, bana, godot'ya, dertlerin cümlesine, bülent abla'ya, bana değil de ona aşık olan o salak dimağına, güzel ellerine, huzuruma, geçmiş günlere, irlanda şapkama, oturduğun koltuğa, evinin yokuşuna, gözlerinin bakışına, sigarayı yakışına, tüm kafiyelere, şu hüzünlü ortamda bile salak salak gülen bana, ...

* * *

bağlayamadım sonunu. kafam girsin desem, olmazdı, içinde sen vardın, kıyamadım yine.
bağlanmadı bir türlü, isyanım var desem, bile bile, seve seve yapılan hatalardı, senle alakadar olanlar dahil, benle alakası olanlar hariç. şöyle bir düşündüm de, şu son iki cümle birçok yere çekilebiliyor. sen nereye istiyorsan oraya çek okuyan kişi, yerimiz müsait. ferah ferah yap istediğini, sorun etmeden.

* * *

düşünmekten çok uygulamak lazım kanaatine vardım en sonunda. her ne kadar basit bir şey gibi görünse de, buna ulaşması zor oldu. nedense çok zamanım kalmadığına inanıyorum, 40 sene bile kalmış olsa, uzun değil ve giderken yanımda "hepsi beynimde" olan şeyler harici bir nane götüremeyeceğimi kafama vura vura öğrettiler sağolsunlar. uyuştu bir taraflarım, anlayamıyorum ne oluyor.

bir sahil kenarı düşlüyorum, bir kadın, bir hayat, bir aşk, birkaç paket sigara, akşamüstü rakısı. her ne kadar çok kolay şeyler olsa da benim için hala zor. sanırım yaşlanıyorum. motorsiklet hayalimin yerini "seviyeli bir birliktelik" almaya çalışırken, korkularımı yaşıyorum.

* * *


isyan etmiyorum, yürüdüğümüz yolda beraber değiliz diye, şansa kadere sövmüyorum.


* * *



sadece yanlış zamanda yanlış yerde olmaya takıntılıyım.

1 Sapan Eklenmiş Bu Saçmaya:

Maybe. dedi ki...

doğru zaman doğru yer bir ütopya.