Syntax Error

yalnızlıktan başlamışım dün, aynı kanaldan devam edeyim.

çok üşengecim bu aralar, televizyon izlesem kanal değiştirmeye üşenirdim herhalde. kumandaya hangi babayiğit uzanacak yahu. farkettim ki, son dönemde sadece içki bağlantılı şeylere üşenmiyorum. biram bitiyor, bira almaya çıkıyorum 15 dakika yol yürümek suretiyle. sözde istanbulun göbeğinde oturuyoruz, sokasın öyle göbeğe, benim göbeğim bile daha fonksiyonel be.

Galatasaray yenilince böyle olurum ben, "hay ben böyle işin ecdadını" ruh hali egemen olur hayatımda, somurturum, hem de süper somurturum. dün sabah da bu şekilde kalktım yataktan, kavga etmek amaçlı dolandım bütün gün. hala da öyleyim hoş, arka masamda oturan denyo kendisine yapmak istediklerimi bilse yemin ediyorum ağlayarak kaçardı annesinin arkasına, ağlaya ağlaya.

dün boğazı geçerken düşünceler bastı, yapacak hiçbirşeyim yoktu, hoş canım da hiçbirşey yapmak istemiyordu zaten. kaska'nın da yemekte misafiri varmış, şöyle bir oyun da çeviremeyeceğiz diye telefon teatisinin ardından, yine başladı "hay ben böyle işin ecdadını" replikleri. ev yolunda son 400de karar verdim, depresif ruh halleri film izleme arzusu yaratır bende, hoş dün 3 tane dvd almışım en korsanından, kim izleyecek onları ben izlemezsem. aldım iki paket sigara, iki paket cips, iki adet ayran, düştüm evin yoluna.

girdim, kapattım tüm ışıkları, sadece monitörden çıkan soluk ışık. dvdlere bakıp seçme arefesinde kitlenirim diye düşünürken, otomatik olarak elim ona gitti, "Pi".
yalnız başına yaşayan, hafif kırık bir matematikçi. sayılar, anlamları, tanrı, 216, pi. festival filmiymiş sanırım, bilsem almazdım. ama iyi ki almışım, uzun zamandan sonra ilk defa "fibonacci dizisi" girdi hayatıma, diyeceksiniz ne alaka. matematikçi değilim, ne işim var fibonacci ile. ben de takmıştım kafayı bir ara sayılara. uluslararası ilişkiler okumak çok soğutmadı sayılardan, soğutmamıştı ya da. artık soğudum çünkü. iyi tutuldum filme, müzikleri olsun, teması olsun hoş geldi. olan bizim cipslere oldu, dalmışım şaraba, hiç yiyemedim. herifin yalnızlığı fena etkiledi beni. daha yazasım var da, izlemeyeniniz ve izlemek isteyeniniz varsa anneme küfrettirmeyeyim. iyi kadındır çünkü annem, küfrü haketmez pek.

arada efsa'ya bir iki mesaj attım, canı sıkılıyordu, sıkıntısından dakika ve skor aldım. sanırım benim kadar sıkkındı. mümkündür, yansıtmamak lazım dedim, sorularımı sordum, cevaplarımı aldım ve sustum.

izlemediğim sadece 4 film kalmıştı, download edilenler hariç. dediğim gibi, sanırım ben izlemesinden çok indirmesini/satın almasını seviyorum bu filmleri. allahtan korsan alıyorum, yoksa orjinal alıp izlememek fena gererdi bünyeyi. filmler alış sırasıyla "the highlander, nightwatch, hancock, hulk" şeklindeyken, ruh halim halk, kalpim haylendır, beynimse feykencıl söylediğinden beri izlemediğim nightwatch seçeneklerini sirenler eşliğinde iletiyorlardı, dvdyi takacak olan elime. el işte bu. ibne bi uzuv. kendi istediğini yapıyor, diğerlerinden bağımsız. filmi alırken söylenen cümle geldi bir anda kulaklarıma "abi sen kesin çok seversin, homeless kahraman will smith oynuyo". satıcı demiş olsa "ha siktir" demek icab eden cümle, sıkı bir arkadaş tarafından kullanılınca aha dedim tamam, adam hakkaten izledi ve buna kanaat getirdi, bunu da alayım. böyle oldu henkak'ı alışım (evlerden ırak, nasıl cümle oldu bu :P ) ve otomatik olarak onu taktım.

güzel başladı film, makara birşey sandım en başta, cıvık aksiyonlardan. ama ilerledikçe güzelleşti. ilk sahnesiyle beni benden alan güzel insan, hatta ne insanı, melek ulan melek! Charlize Theron'u da görünce, cipsler kıçımıza kaçtı, o saatten sonra yenir mi meret. sigara tam gaz devamdı ama.

film belli bir noktadan sonra beni fena duygusala bağladı. ulan will smith filmi izlerken gözlerin dolacak dese biri 5 sene önce, fena döverdim lan adamı, şimdi düştüğümüz hale bak. filmin bitiş sahnesiyle beraber, zaten hiç konuşmamış halimle iyice sustum. içimde bile sustum, öyle boş boş dolanmaya başladım.

birer birer yüzüme çarpmaya başladı hayatımda doğru gitmeyen her şey. fena halde birine mesaj atasım var ama hiçkimse yok mesaj atacak, birilerine kapris yapmak istiyorum, ama cumartesi pazar arkadaşların çektiği kaprisler ayarı değil şaka yollu sevgili kaprisleri gibi de, değil gibi de. alışverişime baktım salak salak, aldığım her şey çift. be dangalak, sen tek başına film izledikten sonra cipsi çifter çifter almışsın ne fayda, a armut. anladım sonra, fena yalnızım, yalnız olma kısmı sorun değil o kadar da, bu kafamda yer etmiş. yoksa gidip yalnızlığı kırmak amaçlı bir girişimim olmayacak. ama eskiden beyin olarak kabul etmezdim yalnızlığı, artık beynen de kabul etmişim sanki gibi geldi. bunda herhalde bir ay sonra askere gidecek olan iki yakın arkadaşın da payı var. neden ikiniz de aynı anda gidiyorsunuz ibneler?

sonra sıkıntıyı alır diye bir duşa daldım. çıkasım gelmedi, sıcak duş da sevmem oysaki, kaynak suda aldım duşu. sonra geçirdik kafamıza kapşonu, yaktık sigarayi, yine monitöre bakmaya başladık.

yok lan yalnız değilim ben aslında. kafadan rutin olarak poke'laştığım 5 kişi var. haftada 1-2 gün görüşebildiğim arkadaşlarım da var. görüşemesek de skype'dan konuşuyoruz arada, onun üstünden bira içiyoruz. daha ne olsun? çok şey beklememek lazım hayattan, minimumda tutup minimumda yaşamak güzel. geçen zaman herkese eşit geçiyor diye, herkes eşit keyif almak zorunda değil hayattan.

*

öğle arasında işten kaçıp, denize karşı termos bardak içi votka içmek, allaha yaklaşmak gibi.

11 Sapan Eklenmiş Bu Saçmaya:

efsa dedi ki...

efsa sıkıntıdan kendini uykuya vermiştir çünkü gecenin 10 unda. yatmaktan başka caresi olmayınca uzuntulerini bastırmaya calısarak ve gozlerindeki damlaları silerek yanlızlıgını anımsamak istememiştir ve caresizliğini...

fish dedi ki...

ya bana gs yenilince etrafa saldırma isteği içeren psikoloji durumunu bi anlatır mısın :pppp

düşünüorum düşünüorum idrak edemiyorum be 91 :)))

91 dedi ki...

şöyleki ben insanlarla pek dalga geçmem, maç muç konularında özellikle. gelip ahaha nası geçirdik diye laf atmaya çalışan uyanıkları görünce, hele de bunların uzaktan yakından senle alakası yoksa kudurabiliyorsun :)
maçtan beri kendi çapında feysbuk iletisi yapmaya çalışan çoğu arkadaşın annesinin tenasül uzvunu acıtacak mesajlar atıp sildim listeden, içlerinden 3-4 tanesi 15 yıldan fazla bir süredir arkadaşımdı. yüzyüzeyken deseler de dillerini kıçlarına sokardım, sokarım öyle arkadaşlığa da samimiyete de afedersin.
bak yazarken de sinirlendim. işte bölebişi, anlatabildim umuyorum :)

dide dedi ki...

ben de çok üşecim ya. yemek yemeye üşenir haldeyim. nereye kadar tralalalay?

S dedi ki...

film cok guzeldi bu arada ya.. simdi boole bi gozumun onunden gecti de..

fish dedi ki...

acaippp açıklayıcı olmuş 91 cim :Pppp tırstım yani o derece...:p

91 dedi ki...

@dide; ben yıllardır bu çizgiye bir yakın bir uzağım, ölmedim daha, o yüzden dert etme :)

@feykencıl; Pi? arıza bir film evet, değişik geldi bana da. sanırım bu tip filmleri biraz daha fazla izlemeliyim.

@fi$h; ya tırsılacak birşey değil de, sinir oluyorum. herkes için kutsal şeyler vardır benimkisi de bu. nasıl ki ben gelip kimsenin allahına kitabına sövüp saymıyorsam, benimkine de sayılmamasını bekliyorum hepsi o. yoksa ben çok munis ve şirin bir insanım :P

S dedi ki...

ahah hayir hancock :p

91 dedi ki...

gözlerim doldu benim o filmde, lüffen yani çok üstüme gelme :)

S dedi ki...

benim de doldu ki :p aglamis bile olabilirim hatirlamiorum simdi..

91 dedi ki...

körler sağırlar birbirini ağırlar dedikleri şey bu olsa gerek :P