Locked inside this cage again

Bu sadece saflıkla alakadardı. Koşulsuz sevgi, bağlılık ve cesaret ile de. Kime sorsalar aynısını söylerdi, herkes çok sever, bağlılıktan ödün vermez ve yeri geldiğinde canını bile ortaya koyardı. Bunu söylemeyen yoktu, sorsanız, inanmayan da yoktu. Herkes bir diğerine, Gaia’ya bağlı olan ruhlar gibi bağlıydı. Herkes bir diğerini o ruhların Gaia’yı ortada bıraktığı gibi bıraktı. Bilaistisna herkes. O hariç.

*

Unutulmuş bir zaman diliminde Gaia var oldu. Umbra ve yansıması olan dünyayı yarattı. Umbra’yı tüm hayvanların ruhlarıyla doldurdu. Gaia Tabiat Ana mıydı, yoksa Tabiat Ana mı Gaia’ydı bilmem, zaten hikayeyi bildiğimden bile emin değilim. Bir gün Gaia yarattığı tüm bu ruhların var olma hakkını zaman kadar eski düşmanına karşı savundu. Kaybedeceğini bile bile savundu. Ve onlar için savaşırken çocuklarından yardım istedi. Onları yaratmak için harcadığı güç ile bu kadim düşmana karşı durması mucize olurdu zaten. Çocuklarından hiçbiri bu çağrıyı yanıtlamadı. Biri hariç. Zincirlerini kıran kurt anasının yardımına koşmakta anlık bile olsa tereddüt etmemişti, tek başına bir şansı olmamasına rağmen. Bu savaşa müdahil olduğu anda Gaia’ya kalkan o eli bileğinden ısırıp, bırakmadan kendisiyle beraber başka bir boyuta kendini sonsuza kadar hapsetti. Çocuğunun çektiği bu acıya karşı kayıtsız kalamayan Gaia, diğer yaratılmışlardan enerjisinin büyük bir kısmını çekip, düşmanına karşı durmak adına boyut kapısını yırtıp çocuğunu oradan kurtardı, kendi düşmanıyla sonsuz savaşına devam etmek için. O günden beri werewolflar Gaia’nın mirasını koruyabilmek adına bildikleri en iyi şekilde mücadele verdiler.

*

Oysaki herkes çok bağlıydı. Bağlı, onurlu, cesur, sadık olmayan kimseyi tanımadım ben hayatım boyunca. Herkes erdemliydi, herkes her şeyin en güzelini istiyordu onun için. Ben hariç. Uzaktan izleyen, düşünen, irdeleyen ben hariç.

*

[Locked inside this cage again]


Kendi çapımdaki sonsuzluğum boyunca mahkum olabilirdim herhangi bir boyutun herhangi bir düzleminde. Koşarak giderdim buraya hem de, severek. Güzel bir şeyler yapmanın mutluluğuyla, iç huzuruyla hem de. Gaia’mın yardımına koşar gibi. Gözüm kapalı. Dünyasını koruma görevine beni bırakmasa bile giderdim, ikinci bir düşünceye fırsat vermeden. Giderdim. Sen hariç herkes için.


[Locked inside this cage again]

Inside Your Mind

Sing The Right From Wrong

Tarja Turunen - Sing for Me

Youtube

It's getting hard to breathe.
Darkness in my head fights me.
There's a little devil in my mouth
Writing ugly words for you to shout.
The virgin soul that lived in me
Is raped by insecurity
I need you to sing

Sing for me my love
Sing the right from wrong
Here inside my mind
Truth is hard to find

It's getting too crowded here
All alone and playing with my fear
I don't want this anymore
I've tied myself down to the floor
I need you to sing.

Sing for me my love
Sing the right from wrong
Here inside my mind
Truth is hard to find

Sono mihi
Sing for me
Sono mihi
Sing for me
Sono mihi
Sing for me
Sono mihi
Sing for me
Sono mihi

Sing for me my love
Sing the right from wrong
Here inside my mind
Truth is hard to find.


Boşa yaşanan dakikalara özel olarak üretilmiş sanırım. Ya da ben öyle anladım.

wake up

wake up, wake up;
there is an angel in the fog.

Always look on the Dark Side of Life

The more you say, The more i defy you

All around the world.

more than words


I give you your wings, please try to fly,
We've always wanted to say to the Earth "goodbye".
Wherever I look I see only you.
Wherever I travel I try to find you.
Roads to love are not easy straight,
They lead us with troubles to the fairy land.
Believing in angel you'll go to Paradise,
You'll search me there, it'll be my surprise.
My soul will be covered with lightly spring grass.
My voice will sing to you about the love of us.
You'll recognize me an angel to be,
We'll meet in the Heaven and always be free.
Happy Birthday, my honey! I always love you.
I wish you to be happy & believe me, it's true!!!!

Kadın


25.04.10 / Havaalanından 34 saat 22 dakika sonra

barış için gerekirse ossururum beyin tasına

bu hasta halimle fütursuzca sövdürdü bu kare. benim şişmiş bademciklerim bunun beyninden 3 kat büyük değilse, neanderthal adamıyım, primatım sayarım. başım çok ağrıyo. uyuyunca kabus görüp, uyanınca bunalıma giriyorum. çocukluğumdan beri aynı bu yüksek ateş hali. ha bu arada, kadın uçağa binip gittikten sonra geri dönme sözü verdi. o dönerse beynimde ben de yazarım. meraklısına :)

hoi

özlenen insanları görmek, sarılıp kalmak ne güzelmiş yahu. irlandalıyı, 20 senelik kadim dostumu, nonda serhan'ı, andaç'ı, beyoğlunu. müdürümün kulaklarını çınlattım akşam. baloncuk atan tabancalardan aldım. kafam güzeldi yine. çok insana "seviyorum hülen" dedim. tell me lies tell me sweet little lies tadında devam ettim. sonra yine sana sarılıp uyudum. pembe hakikaten çok yakışıyor sana. unisex parfümlerden uzak dur. ben sana yakışan tek kokuyu gösterdim işte, sevdin de. uyurken saçlarımla oynaman ne hoş. you know i am so much in love with you. ellerin kirliyken ayrı bir güzel. bırakmasana beni? "and i kissed her goodbye, said all beauty must die" pelinotu lazım diye bağırsam işyerinde deli derler. but i am loaded. halisünatif tüketim maddeleri, sizi annem gibi sevdim.

Kısa Notlar

kısa kısa yazalım. ölmediğimiz sadece fotoğraflardan belli olmasın.
*
yaşıyorum efem, yazasım gelmese de genel itibariyle, moraller bir kısım yükselmese de hiç, bir şekilde yaşıyorum. bu aralar sadece tartıya çıkınca gülümseyebiliyorum. bir anlık motivasyonla girdiğimiz süreç, şu andaki fazla suları saymazsak 10 kiloya ulaştı. kalıbı küçültmeden kilo verme denemelerimde en başarılısı bu, inat ettim, küçülmeyeceğim :)
*
üstünüze afiyet üşengeçlik ve tembellikten neredeyse 10 gündür sadece ağız kokusunu engelleyen haplar ve gargaralarla idare ediyordum, moraller düdük seviyesindeyken ben diş fırçalayamam da. bu sabah bir güzel traşın üstüne diş fırçalama seansı. dişetleri kanadıkça daha çok bastırdım fırçayı, sonuç kıpkırmızı bir lavabo. ama aynaya şöyle bi baktım da, vampir olsam karizma paçalardan akarmış arkadaş, kan bi insana bu kadar mı yakışır?
*
irlanda şarkıları bu aralar gülümseten ender şeylerden. aç yanına jameson'u, kaptır bir kısım birayı, hey gidi ondan sonra, o atmosfere can mı dayanır?
*
pis midem bulanıyor bu aralar. herdaim hem de. bi geçenlerde güzel bi yemek yemiştim. o ara geçti. sonra tekrar cıvıdı. küfredicem mide gibi temeline. ibişliği mi tutuyor nedir.
*
yaz tatili planlarına rusyanın kuzeyinden başlayan kaç tane öküz tanıdı acaba insanlar. biri benim.
*
yaz sonu minsk'de bir düğüne iştirak etmem gerekecek sanırım. daha yerli düğünlerin adetini bilemeyen ben ecnebinin düğününde ne bok yiyecem tartışılır. geline votka mı takılır orada? bir süredir tanıştığım bir ablaya sorduğum kadarıyla, genelde kilise seremonisinden sonra gelin yahut damadın evine gidilip ayı gibi içilirmiş. damat istanbullu, gelinin evine gidilecek mecbur. enternasyonal rezilliklere ne kadar hazır minsk? acaba bizden haberdar olma ihtimalleri nedir?
*
yaklaşık 10 gündür hastaydım, ne boktan bir şeymiş yahu. insanlara çaktırmamaya çalışmak da cabası ama, ölcektim lan, nefes alamadım uzunca bir süre.
*
3-4 sabahtır sabah 4 ile 5 arasında kalkıyorum. sonra uyu uyuyabilirsen. bir yerlerde bir arıza var ama bilemedim sebebini. öleceğim yaklaştı herhalde. goodbye cruel world :'(
*
anita blake serisi. acil okunmalı. hem uzun soluklu bir seri, okuyacak kitabınız olur, hem de ruh hastası bişi işte. güzel. sonra solomon kane. çok başarılı. her ne kadar püritanlar ile dünya görüşümüz farklı olsa da, o da hasta ruhlu bir kahraman. severim. hatta yakın zamanda sinemaya filminin de geliyor olması lazım. hem okuyup hem izlemeli.
*
müdürüm yok bu gün. kravat falan da takmadım. traş da olmiycaktım da, onu yapasım tuttu. kravata ben kadar kıl olan 500000 kişi bulabilirim diye tıklayasım var feysbukumuza.
*
melek takıntım artmaya başladı bir kısım ejderhaların yanında. yeni dövme yolda. umarım gaza gelmem, çok düşündürmeye başladı bu aralar. bir çift kanat daha, bir ejderha ve bir fairy angel istiyorum. gelen yorumlar "hapishane kaçkınına dönersen sana sarılmam" seviyesinde. yıldız tarihi bi milyon, kafa binbeşyüz, sarılmazsan sarılma güzelim, ben de yorganıma sarılırım.
*
ne dünyalar kadar ne yerden göğe, Galatasaraylıyım de göğsünü gere gere.

» _ «


In the Name of God, Impure Souls of the Living Dead Shall Be Banished in Eternal Damnation.
AMEN.

Awful Truth


cheers

izlenmez. dinlenir.

St.Paddy's

Happy St.Paddy's day, to all.