pazar gündüz. spor spor nereye kadar? gittiği yere kadar dense bile, hakikaten ben bu işi sevmeye başladım. vücutta yarattığı zindeliği bir kenara koysak bile, değişik bir şekilde dinginlik sağlıyor. aptalca düşünceler yok, sıkıntı yok, kurgu yok, sürekli bık bık bık içime oturan birşeyler yok, yok oğlu yok. ondandır gidince çıkmak istemeyişim, zor elde edilen huzurların kıymetini bir farklı biliyor bünye.
pazar öğlen. spor sonrası rehaveti, "lan beni var ya, çekici çağırsalar şurdan şuraya götüremezler" klişe saçmalıkları. halbuki yalan, 15 dakika sonrası zıpzıp gibi olunuyor meret ile :)
Lost S04E12 totalde sadece bir saati yakıyor pazardan, lan ben be bok yiyecem canım sıkılıyor? o ne, telefonda 2 cevapsız çağrı. hay kulaklarına başlayayım senin 91 kere, nasıl duymazsın. sonrabir telefon teatisi, ve akşamına bira sözleşmesi. çok cici ya.
pazar akşam. kadıköy masal. kadıköy masal da ben değil mi? değil. ben roman. kısmen boktan bir hayat yaşadığımız, değişik şeylerle karşılaştığımız laf lafı açtıktan sonra çıkıyor ortaya. o konuşur ben dinler, ben konuşur o dinler. çok şeker.
tek kötü tarafı, eskilerden çok konuşunca, melankoli yaptı bünye. üzüntülerimle can sıktım belki ama anlattıkça uçtu gitti ağırlıkları, ondandır zaten ben de hafifledim, bir anda fena seviyeye çıktım, millet ses duvarını aşarken ben alkol duvarını aştım :) masalla eviniz arasındaki yol flu, ama çok güldüğümüz gerçek. sen evden içeri giridiğinden sonrası ise, telefonu açana kadar yok.
sanırım uçarak geldim :) hehe, bu yakışırdı. komik telefon görüşmesi ise ayrı :P "neresi burası ya, ben bu sokağı bilmiyorum, kayboldum sanırım" :) yalancıyım, naapiym.
uzun zamandan beri geçirdiğim en güzel gündü. buradan teşekkür ettiğimi bilemeyeceksin sanıyorum, ama çok teşekkür ederim tatlım. iyi ki varsın.
91
0 Sapan Eklenmiş Bu Saçmaya:
Yorum Gönder