uncool

evvelden bahsettiğim hemşire abla yine geldi, yahu kızın gözlerinin içi gülüyor, yok kolunu şöyle tut yok acımayacak filan derken. yahu acıdan bağıracak bir tipim de yok ki hani, benim tek derdim 24 saat şuraya su temas ettirme, ve bu akşam içki içme uyarıları. yoksa altı üstü bir deri altı iğne, kime ne koyar, öküz gibi insanız. ha, şöyle de bir durum var tabi, nemrut, suratsız bi teyze yapsa iğneyi sanki daha fazla acırdı :) ben bi önceki hayatımda ne rus çarı, ne kızılderili şefiydim, yavşağın tekiydim muhtemelen :) ha tabi hiçbir falsom olmadı ablaya karşı orası ayrı. benden bir yavşaklık beklemezdi insanlar, hoş hala çalışma arkadaşlarım benim hemşireye hemşirenin de bana yazdığını düşünüyor orası ayrı. abla yazsa sanırım karşılık verirdim ama, yani şirindi, bir sonraki aşıyı bekliyoruz şimdi :P
*
dün akşam işdönüşü iki tane hatunun gözlü ve sözlü tacizine uğradım motorda. tanışma vesilemiz ise merdivende arkamda olmaları ve benim çantalarına farketmeden bir tekme koymam. sürekli kikirdeşip bir hallere girdiler. yok fotoğrafımızı çeker misin, yok aslında senin telefonunla çeksek sen bana mail atsan, o benim telefonumdan daha iyi çeker. "elektronik iletişim kullanmıyorum, mail atamam kusuruma bakmayın" kontrası bile yemiyordu neredeyse. allahtan hatunun kafası basmadı mms gönder demeye, ona kalıp olarak verilecek bir cevabım yoktu, hoş bulurdum spontane olarak orası ayrı. etrafta gazilyon tane o pasları değerlendirecek adam var, nereden bulursunuz benim gibi içi geçmiş adamı.
*
haftasonu güzeldi, Dénis'imi gördüm, yıllar yıllar sonra. İstanbula tekrar dönme planlarında, ona iş arıyorum şimdi, hakikaten onun istanbulda olmasına ihtiyacım varmış, bunu hisettim. cumartesi evde "i am legend" ve "fight club" izleyip içtim, şizofrenide son noktayım. ama bizimki "tyler durden" değil olsa olsa "tahir dürten" olur, ama ben kısaca serhat demeyi tercih ediyorum. pazar günü çok eski bir arkadaşımla başladım güne, çocuklar gibi ps3 oyunu peşinde koştuk, tüm gün oyun oynadık, bira içtik, yıllardır bu kadar uzun zaman geçirmemiştik beraber. eskiden café köşelerinde ettiğimiz sohbetleri, sana mı gitsek, yoksa bana mı. bu gün eşim kursta, gel bana gidelim adam gibi şöyle erkek erkeğe bi gün geçirelim havalarındaydık. telefonla yemek siparişi, limitsiz bira, aslanlar gibi mudrace, böylesi güzellikler az hayatta :) soradan çıktım, efsa'yı taksimden almak için. taksimde 4 yeni insanla tanıştım, çok hoş sohbetleri vardı fakat ben ayık değildim, odaklanma sorunu yüzünden pek dahil olamadım kendilerine. bir sonraki sefere içerken konuşuruz daha da güzel olur sözlerini müteakip ayrıldık. otobüs iğrençti. devamında bir şişe tekila ve Mine'mle uzuuun uzun sohbet. özleşmişiz yine. çok dolu bir hafta sonu oldu benim için.
*
pazartesi akşamı 8den beri yine pek konuşmuyorum, durağa nbir ruh haline girdim. varsa yoksa ağırlık kaldırmak, monitöre boş boş bakmak ve gelen topları forehand passing shotlarla karşıya göndermek, kontralara halim kalmadı pek.
*
akşam feysbuka yazdıklarını gördüm fi$h hanım kızımızın, tekrar canı sıkılmış belli, rakı içilmesi gerek. fekat kendisine bu cuma için teklif götüremeyeceğim, pazartesi babamın ufak bir ameliyata girmesi lazımmış sanıyorum o yüzden bu hafta sonu iptal vaziyette olurum ben, koşuşturması sürer o işin. artık ilk müsait zamana diyelim. onun haricinde kendimi çok boş hissediyorum. kafamda şu gittigidiyor'da gördüğüm çadır var. onu alıp kelebekler vadisine kaçmak istiyorum. sonra da bozcaadaya. bu kafa başka türlü istediği seviyeye yükselemeyecek korkarım ki.
*
son sözüm de bastion stairs, enclave ve bilerot burrows boss'larına gelsin. geliyorum. ve ben geldiğimde kaçacak hiçbir yeriniz olmayacak, bilesiniz. "i've talked the talk, now it is time to walk the walk".
*
91 out.

6 Sapan Eklenmiş Bu Saçmaya:

efsa dedi ki...

:))) teşekkür ederim herşey için, dostlugun ve varlığın için.

fish dedi ki...

fişh hanuuuuum kurban olsun sana yivrummm :Ppp

canım sıkıldı evet...çok sıkıldı hem de...

rakıyı içelim...bu haftasonu sen de ben de müsait değilmişiz..

diğer haftasonu için konuşalım o vakit :)


ama ben kadıköyde bırak rakıyı su içecek yer bile bilmem ona göre :)

fish dedi ki...

bu arada umarım babanın durumu mühim değildir :(

geçmişler olaaa inşallah

91 dedi ki...

@efsa; ne demek, sen yeter ki buralara gel, zaman yoksa da ben yaratırım.

@fi$h; yivrum o zaman önümüzdeki cumartesi yahut pazar için konuşur netleştiririz aksiyonumuzu. kadıköyü sorun etme, ne içilecek ise ona uygun yerlerin hepsi kayıtlı bünyede, o günkü havaya göre herhangi bir yere dalarız dert teşkil etmez.

ben yannış anlamışım bu arada, baba direk ameliyata girmeyecekmiş, muayeneler filan uzun bir süreçmiş. ameliyat zor bir ameliyatmış fakat hayati bir durum söz konusu değil, o yüzden an itibariyle çok kasılacak/paniklenecek bir durumumuz yok ailecek. çok teşekkür ederim iyi dileklerine canım.

Curly dedi ki...

Bu günlerde herkes böyle bi bunalım hallerinde havalardanmıdır acaba?
Baban için acil şifalar dilerim geçmiş olsun...

91 dedi ki...

@Curly; çok teşekkür ederim iyi dileklerine. havalar bir yana, ben en yakınımdaki 3 adam aynı anda askere gidince çok yalnız kaldım, onlar dönene kadar bu havayı pek atlatamam gibi, en büyük sorun o :)

@91; bilerot dedin, enclave dedin, sözünü tuttun, afferim sana, barracus the godslayer dahil alayını doğradın. şevkle takip ediyorum yaşadıklarını güzel arkadaşım.

hö?