gidilmez ki. yoksa gidilir mi?

raporluyorum 3 defa üstümde kurudu kıyafet bugün, raporluyorum sadece biri kısmen terdendi, geri kalanı tepeden inme birşeyler. barajlar dolmuşmuş boşalmışmış hiçbirzaman g.tümde olmadı, "bol bol yiyen mel mel bakar" hesabı, bu bokun kesileceği, 3 günlük yağmurla düzelmeyeceği gün gibi aşikarken, nedir bu medet umma tribali, nedir denize düşen yılana sarılır hikayeleri. bırakın bu işleri anam babam. takmışım kulağıma mp3playeri, manowar diskografisi otuziki kısım tekmili birden içeride, kah baba mırıldanıyor orada "all to be the master of the winds" diye hüzün basıyor, kah haykırıyor "they watch us rise, with fire in our eyes" diye haykırasım geliyor geçip giden zamana. telefon çalıyor anlamsızca neredesin ne zaman geleceksin diye, gelmeyeceğim size inat deyip kapatılıyor, ritüel kaldığı yerden devam ediyor, can baba şiirleri geliyor akla, bir hayat yaşamak için bir hayat harcıyoruz iyice sabitleniyor kafamda, "bir şarap şişesine atlayıp mantarı arkamdan kapatıp ilk denizle gitmeli buralardan yavrum evladım" diyorum kendi kendime. telkinmiş bokmuş püsürmüş, sigarayı bırak zaten bu aralar sıcakta spor yapıyorsun kilo da aldın zaten utku'ymuş, topunuza inat bir tane daha yakılıyor, boğazdan geçerken yok yok ben gidemem bu şehirden, ruhumuz olmuş artık klişesi çırpınıyor uzakta bir yerde. yok yok baba, bu şehirden gidilmez be. hangi şehrin sokakları benim elele koştuğumu görmüş, hangi şehrin kaldırımında taşlara tekme atmışım ben, hangi sahilden atmışım ilk isyan şişemi deniz sularına? e be günlük amına koyim, saat köşede 13:41 diye mahçup mahçup bana bakar, sevgili çiçek, kedi mama, hayat çaba bekler benden, sen yine benim aklıma soğuk bir duble rakı düşürdün, gözlerim doldu yine öğlen öğlen. çık bir sigaraya daha balkona, sigara içilmeyen işyerine inat ver coşkuyu boğaza karşı. hakkatenkoyim ya, olmaz, böylesi olunmaz. yok baba yok, bu şehirden gidilmez be. bizi sevmese bile bu güne kadar, biz sevmişiz, elden gelen ne var ki??

0 Sapan Eklenmiş Bu Saçmaya: