hemde masmaviydi.

tanıdık bildik bir yüzü motor iskelesinde beklemesi, görmesi, "naaber abi" diye başlayan muhabbetler, iç huzuru güzel.
ufak tefek bir üst baş değiştirmesi, ardından spor salonu, acı, keyif, acele.
bostancı dolmuşlarına kadar yürüyüşte acıbadem ile kadıköyün aslında iki ayrı ülke olduğunu düşünmeler.
dolmuşa binince gelen mesajlar, tebessümler.
6 senedir görüşülmemiş bir üniversite arkadaşıyla edilen ayaküstü iki kelime.
sevilen bir insanı görmek ve beklenen lost cdlerini almak için hedefe varış.
likörvotka, resimler, gülüşmeler, muhabbet.
dönüş yolunda edilen, hatalı olduğunu kabul eden ama durmak için elinden birşey gelmeyen bir 91.
eve dönüş, mutlak yalnızlık.
yanlışlıkla girilen bir msn ve o insanı msnde görmek.
hayatını ellerine sunmak, asil cevaplar almak, hiçbirşeyin adını koyamamak, çünkü buna hakkı bile olmamak.
mezar soğuğu.
içilen onca sigara, kaçış için sarılınmasını bekleyen içki şişeleri, sarılmama, biraz kan, biraz gözyaşı.
huzursuz bir uyku.
beklentisiz bir güne başlangıç.
umarsızca alkol aldığın, hayatın hiçbir aparatını hiçbir yerine takmadığın günlere özlem.
ana rahmine dönme sendromu.
gel dizimde uyu teklifleri.
kabul etmek için gebermek ama doğruyu seçmek.
artık hiçbir şeyden mutlu olmamak.
savaşlardan galip çıkmak ve ödülü olan mutlak yalnızlığı hakketmek.
ve her şeye rağmen karanlık gökyüzüne bakıp "yapacaklarının en iyisi buysa, hala ayaktayım" diyebilmek.
"if I can stand on my own legs"



18 Temmuz 2006, Salı

0 Sapan Eklenmiş Bu Saçmaya: