553

" nobody knows it but you've got a secret smile
and you use it only for me
*
so use it and prove it
remove this whirling sadness
i'm losing, i'm bluesing
but you can save me from madness
*
so save me, i'm waiting
i'm needing, hear me pleading
and soothe me, improve me
i'm grieving, i'm barely believing now, now
*
when you are flying around and around the world
and i'm lying lonely
i know there's something sacred and free reserved
and received by me only "
**
nedendir bilinmez sevgililer gününe sallayasım geldi bu gün de. ama çok klasik olacak diye "nasıl sallasam, nerden başlasam, kaç kişiydik o zaman bak, kaç kişi kaldık şimdi" durumlarındayım. (kişiye özel not: mfö dinlemeyeli çok oldu lan)
*
ay çok banal, çok manasız bir gün filan demek durumunda değilim, ay kapitalist uydurması lafları da çok saçma gelmiştir her daim. işin aslı şudur ki, iki kişi arasında kaldığında hoş olabilen bu durum, toplum içine yansıtıldığında çok vıcık vıcık durur benim gözümde. bir iki benzetmem var aslında ama benzetmelerden önce nasıl bir durum bu iki kişi arası durumu ona dokunayım.
*
efenim nazarımda bu durum için bi ev, yahut hazır kış ayındayız, çok kişinin gitmediği bir yerde açık havada bir çay bahçesi, bir bank, bir park gibi tezahür edebilir. "baak biz çok mutluyuz" "benim de artık bir sevgilim var" pozları insanların gözüne sokulduğu vakit işin ruhuna ters geliyor. kadın yahut erkek, çok kutlayasın var ise, güzel bir yemek hazırla evde, artık şarap mı, rakı mı ne içecekseniz karşılıklı ona göre bir durum hazırla, fona nuri alçonun saldırı sahnelerini, yahut ucuz porno film müziklerini andırmayan, şık bir müzik koy, ondan sonra sohbet mi edeceksin, karşılıklı ölü balık gibi bakışıp sırıtacak mısın, tamamen kendi seçimin sayın okuyucu. değer verilen aksiyon sevgili müessesesinin diğer tarafı mı, yoksa etrafa "hediye desen hediye, yemek desen yemek, çiçek desen çiçek" aksiyonu mu? diğer taraftan, bir sürü yerde bir dolu değişik insanla yemek yedim, içki içtim, sapıttım, dağıttım, ne varsa içimde döktüm ortaya, ama kuzguncuk sahilinde bir bankın verdiği huzuru, keyfi, birlikteliği hiçbir yer vermedi. tabi kişiden kişiye değişir tercihler ama, ne bileyim, alışveriş merkezinde elinde hediye paketi ve çiçek, "ulan öylesi mutluyuz ki paçalarımızdan akıyor" yapmacık pozlarından hep tiksinmişimdir.
*
şahsen şu anda bir sevgilim olsa, 14 şubatta moda sahilinde tam kalamış marinanın hizasına denk gelen, kayalıkların orada çok nezih bir modern çöp kutusu var. orası benim standup barım. oraya götürmek isterdim. ne biralar, ne viskiler, ne sohbetler geçti orda. hayatımın çok özel yerlerinden biridir orası, yanından geçmişseniz en fazla "çöp kutusu ulan" demişsinizdir, fazlası değil. ama orası özeldir. hoş bunu söylediğimde alacağım tepkiyi de merak etmiyor değilim. direk olarak terk edilme, çanta-şemsiye ile darp, dalga mı geçiyorsun? bakışları, envai çeşidi. anlamayacak yahut anlamak istemeyecek insana anlatılmaz "burada sadece sen ve beniz, burası güzel olursa da bizim sayemizde, boktan olursa da" diye. o yüzden, ben kerem yahut tolganın gelmesini bekleyip onlarla giderim o çöp kutusuna.
*
şöyle bir baktım yazdıklarıma da, zaten karışık yazmışım, sevdiklerim de uyuz olduklarım da geçmiş arada. ama illaki ekstra uyuz durumlar vardır, dur zorlayayım biraz kafamı.
*
klişe hediyeler boktandır mesela, ay lav yuu ayıcıkları, kalpli yastıklar, ne bileyim ben yılbaşı tribali kırmızı don/iççamaşırı takımları, kırmızı güller. sıradan olmayın ulaaaan. yahut sıradan hediyelerle geçiştirecekseniz bu boku, aslanlar gibi deyin "sıradan bir ilişkimiz var zaten, ben de sıradan hediyelerle dostlar alışverişte görsün aksiyonunu savdım" diye, olsun bitsin :)
yerse.
hoş geneli yemez bu durumlarda, herkesin yaşadığı en özelidir bu topraklarda.
*
hediyeyle insan etkilemek ayrı paraleli. ulan sen etkileyememişsin karşındakini, atıyorum aldığın kol saati yahut yüzük mü etkileyecek? ha kafam gireydi öyle işe :)
*
yıllar evveli, daha master yapıyorum, o zamanlar tabi daha heyecanlı bir durumdayım hayatın geneline karşı. geldi çattı bu sevgililer günü hadisesi, o gün de babam uğramış evime kahvaltıya, arkadaşlarına geçecek benden sonra, bense evde don paça maliyet muhasebesi çalışıyorum çünkü akşamında kol gibi bir sınav beni bekler. takıldı ne planlar var akşama dedi, ben de 70 yaşındaki maliyet muhasebesi hocamla randevum var, ırzıma geçecekmiş diye geçiştirdim, hiç anlamam maliyet muhasebesinden. babam gittikten sonra bir radyo açayım dedim, hoş sadece joy fm dinlerdim o zamanlar, a salak evladım o gün joy fm açılır mı? bir iki üç şarkı derken kendimi elimde şarap şişesi "hay mnskym herkes sevgilisiyle fink atıyor dışarıda, ben burada maliyet muhasebesiyle güreşteyim, ve sevgilim bile yok" psikoza girmişim, çökmüşüm. sınava kadar 5 şişe şarap içtim, kafa terelelli gittim sınava. hesap makinası bile almamışım "boş kağıt vericem, dışarda içmeye devam edicem" diye çıkılan evden, 83% alınmış bir sınav kağıdı ve bunalıma inat bir sokak arası kaldırımında sınıfın -bana göre- en güzel kızıyla şarap içip "biz bu hallere de mi düşecektik ulan, iyi ki beraber içiyoruz da toplayacak adam var" durumuyla noktaladık geceyi, ablayı taksiye bindirdikten sonrası yok ama bende, çok gelmiş o kadar şarap. hayatımın en değişik ve en spontane gelişen "özel gün" statülü günlerinden biriydi. belki de bu yüzden güzel geliyordur böyle daha "low profile" özel gün alternatifleri, üstümüzde eğreti durmuyor ne de olsa.
*
böyle işte, ne diye başladım yazıya, nerelere geldim kafam basmadı, istediğim gibi bir yaz oldu mu bilemedim, o ancak birkaç gün sonra çıkıyor ortaya. ama yazdım işte, istediğim gibi olmuş olmamış bilemem, ben de yazdığım gibi olmuş der geçerim. buraya kadar okuyan varsa -ki yazıktır- şarkıyla başladım, şarkıyla bitireyim efem. 553'ün sahibine gelmişti giriş şarkısı, bu şarkı kime gidiyor; bilemiyorum. hepi hepi velintayns dey e'fenim.
*
Your koolest smile
Brings me into koolest moods
Your koolest smile
Brings me into koolest moods
I don't know what to say
You're tricking me
Into something crazy
I can see
I don't want your sympathy
Or your games
They make me feel so insane
Your koolest smile
Brings me into koolest moods
I don't want your sympathy
Or your games
I don't want your sympathy
Or your games
Your koolest smile
Brings me into koolest moods
I don't know what to say
You're tricking me
Into something crazy
I can see
I don't want your sympathy
Or your games
They make me feel so
So insane
I don't want your sympathy
Or your games
I don't want your sympathy
Or your games
*
They make me feel insane...

36 Sapan Eklenmiş Bu Saçmaya:

efsa dedi ki...

Valla sonuna dek okudum.
Ben böyle yılbasına bir giriş yapıp pucca ve camilla ile nette konusarak girdim. ama biz 3 kız gayet ezik hissederek sonlandırdık konuşmayı... puff özel günlerden nefret ediyorum.

LÂL dedi ki...

Yazık bana ki; sonuna kadar okudum.. O kadar içtendi ki, sanırım devam etsen de okuyabilirdim.. Günleri özel kılan insanlardır, mekanları da.. Adı üzerinde "özel"..Şu kadarcık "genel" hediyelerden, ırzına geçilmiş I love u lardan tiksiniyorum..
Not.. Maliyet muhasebesi mi.. Kabusum du.. Bi ara nasıl geçtiğimi anlatırım.. Sevgiler..

fish dedi ki...

ben cumartesi akşamı yemek hazırlayacağım...başbaşa evde geçirmek tercihimdir...

öyle mum ışığına şuna buna gerek yok...zaten ben yanan munu kahkaha atıp nefesimle söndürebilen ender yetenekli ve anti romantik bi tipim..mumu ziyan etmeyiniz please :Ppp

sonra minderler döşeli kapalı balkonuma ısıtıcıyı koyup kıçımız dona dona battaniyeye sarılı vaziyette gökyüzünü izlemeyi düşünüyoruz şarap eşliğinde...büyük ihtimalle ben sarhoş olup gereksiz geyik espriler yapıp geceyi gene mahfedeceğim ama olsun...balık balık bakmaktansa güldürmeyi tercih ederim yine ...

belki balkonda mum yakarım :Pppp


bi de böle günlerde alınan hediyeleri sevmem....hediye dediğin çat kapı gelir...


saygılar sevgiler efem :)

91 dedi ki...

@efsa; ezik hisedecek ne var yahu :) olan şey marifet değil ki? dert sevgili bulmaksa, kriterleri minimuma indiren herkes 5 dakikada bulamaz mı yani? haha

@LÂL; ben yapışkan çoğu şeyden tiksindiğim için, kaçıyorum. bir gün çöpkutumun resmini çeker onla alakadar bile yazarım :D ya da kıskanç olurum göstermem kimselere çöpkutumu :D maliyet muhasebesi olayını ise merakla bekliyorum :)

@fi$h; takdir ediyorum yivrum, başbaşa olmak en güzelidir kanaatim herdaim sürecektir. içip içip gülün işte, hayat size güzel anasını satiim.

@91; aslında biz bir ara lise arkadaşlarıyla toplanıyorduk sevgililer günlerinde, herkes birbirine çiçek böcek alıp anıra anıra gülerek içiyorduk. anırma kısmı mübala olabilir :P öyle bir organizasyona mı girsem diye düşündüm, sonra baktım ki lise arkadaşlarının alayı evli. burda da mı yannız kaldım ulaaan! :)

fish dedi ki...

zaten anca içip içip gülüyoruz utkucum...

başka bişi yaptığımız yok :(

91 dedi ki...

daha ne olsun güzelim, daha ne olsun.

aslolan gülmek, huzurlu olmak, mutlu olmak değil mi şu kısa zaman aralığında? :)

LÂL dedi ki...

Maliyet muhasebesi, hayatımın sırrıdır.. Biraz daha merak et bakalım :)

fish dedi ki...

öyle ama her içip güldüğümde bu huzurluyum demek olmuyo işte kuşum...

tam tersi olmasın...yani huzursuzluğumu kapatmaya çalışma eylemi mesela ???

neyse ben bi içeyim :Ppp

91 dedi ki...

@LÂL; ayıptır bu yaptığın ama, merak ettirme o kadar :)

@fi$h; maskelerden, gizlenmelerden konuşmayaım, batarsın. uzmanlık alanım biliyorsun :) ben hep mutluyum zaten, di mi ama :)

zaten şöyle de bir olay var, içmek-gülmek belki de huzura doğru atılan adımlardır, eksik edeceksin de ne olacak? :)

fish dedi ki...

evet evet :))))

91 dedi ki...

haşöleee :)

mine dedi ki...

iyiki matematikçiyim. bir kelime bir işlem :)

cer dedi ki...

benim lise arkadaşlarımın hepsi evlenmedi daha, senden şanslıyım :) benim bu yılki planım tüm arkadaşlarımı bir eve doldurmak.. çiftler sapları ezecek haliyle, saplar da bu zor(!) günde birbirine destek olacak.. sigarayı bırakmak, alkolü azaltmak bi başka bahara ertelenecek ve istisnasız herkes alkol havuzunda yüzecek :)

91 dedi ki...

bende dayanışacak kimse yok. sanırım sevgililer gününe çöp kutuma dayanmış bir şekilde viski içerek girmek durumundayım :D onlar da nerede yemek yesek, çiçeği nereye koymuştum lan konulu paranoyalarla cebelleşsin.

cer dedi ki...

:)) benim saplarım da sandığım kadar çok değilmiş. herkes sevgililer günü telaşına düşüp bulmuş birini ama dediğin gibi kriterler minimumda.. süper loto çıkarsa ilk uçakla gidiyorum st. valentine'in uğramadığı bi yere :)

91 dedi ki...

kriterler minimumdaysa ilet kendilerine, hiç tanımadığınız biri size fena saydırıyor diye :D ben gördüklerime direk sallıyorum çünkü, millet neredeyse sevgilisini tanıştırmaya korkacak.
ben iskoçyada bir klübe alıcam, bir de kilt. gerisi teferruattır.

cer dedi ki...

gerek yok zaten tanışmaya aşkböcekleriyle, ben etrafımda koklaşan çiftler görmekten bunaldım..bu sevgililer günü ayağına her yer kalp, vıckkk.. iskoçya, kilt.. ama viskiyi unutmuşsun. süper üçleme, konfora koş :)

91 dedi ki...

meşe fıçı içinde viski zaten default geliyor iskoçyada kilti giyince, eksik yoktur efem :) ama rakıyı özlerim orası ayrı sanırım :S

cer dedi ki...

rakı yanında güzel bi beyaz peynir ve bilimum mezesiyle kulübenizden çıkmadan size itinayla ulaştırılır ancak galatasaray-kapalı tribün-ultraslan karşı özlemi için istanbul'a uçak bileti gerekir :)
yok ben görmeden de sevmeye muktedirim diyosanız, saygımız sonsuz...

91 dedi ki...

çok uzun zaman önce, mecburiyetten öğrendim "seni uzaktan sevmek, aşkların en güzeli, alıştım hasretine, gel desen gelemem ki" şiirini. katlanılamaz denilen nelere katlanılıyor yahu.
çok duygu yaptım bu gün çook :(

cer dedi ki...

geçmiş mi diyelim, sevgililer günü efkarı mı bastı diyelim, olur öyle arada.. atınız 91 bey üzerinizden efkarı, bininiz motora geçiniz karşıya yapınız bir rakı-meze nevizadede, galata köprüsü altında :D yazarken bile mutlu oldum.. :)))

91 dedi ki...

sanki bir şekilde tanıyormuş gibi yazıyorsun, öyle mi acaba? :)
yarın içerim belki, ya da cumartesi. kimbilir, belki de birazdan başlar, pazara kadar içerim :) dengesizliğin şanındandır.

cer dedi ki...

yazılarından tanıyorum ya :) kendime benzettim seni, birazcık..dolayısıyla aslında kendi yapmak istediğim şeyleri yazıyorum :D rakı, nevizade, insanlar yürüsün tıkış tıkış sokakta ama kimse umrumda olmasın..arka fonda hafif tıngırtılar eşliğinde inceden "kimseyeeee etmem şikayet" çalsın mesela ama müzeyyen senar söylesin..nasıl oldu, betimleme iyi oldu bence sen de hakkımı ver şimdi :D

91 dedi ki...

resmen yutkundum yahu, canım istedi :S öyle birşeyi yaşamayalı çok oldu, özledim pasajın girişinde tektek'te bira imeyi saatlerce. ve artık öyle birşeyi apamayacağımın bilinci çökertiyor omuzlarımı istiklalde. ne ben ne istiklal hiç eskisi gibi olamayacağız ki. ama ir gün uyarım bu planına :)

cer dedi ki...

memnuniyetle :) benim de çok oldu, o yüzden böyle iştahlı anlattım zaten.. hiç bişi aynı kalmıyorki biz aynı kalalım ya da istiklal.. olsun böyle de güzel..

91 dedi ki...

böyle de güzel kısmını saatlerce tartışabilirim aslında, güzel olduğu kısmından bir itirazım olamaz ama, böylesi, öylesine göre o kadar da güzel değil malesef. benimle beraber şehir de ölüyor sanki.

cer dedi ki...

ohooo 91 bey, sabah için fazla karamsar olmuyor mu bu açıklamalar? gerçi hava da kapalı trafik de rezalet, süper loto yine bana çıkmadı -bendeki pollyannalık da bir yere kadar tabi, bünyem kaldırmaz fazlasını- şöyle düşünelim en azından bugün cuma :)

91 dedi ki...

sabah en sevdiğim hava var oysaki, yağmurlu, kapalı, soğuk. bayılırım. olmak istediğim yerleri hatırlatıyor. ve bu gün kutsal cuma. açıkçası son bir ayda sadece bir akşam içtim, sanırım haftasonları bile eski tadını yitiriyor alkol olmayınca :)

91 dedi ki...

ve, ben şans oyunları da oynamam :)

cer dedi ki...

ben seviyorum şans oyunlarını.. oynuyorum ara sıra, kazanamayınca üzülüyorum ama umut etmek hayal kırıklığı getiriyor haliyle..

cer dedi ki...

ve bu arada ceren derki; "alkolsüz bir hafta sonu, hafta sonu değildir" :)

91 dedi ki...

ben arada da olsa pek oynamam :) şans oyunu oynayacağım parayı kumbaraya atarım, reel getiri sağlar. ayda bozukluklarla beraber 100-150ytl ediyor, nereden baksan 2 şişe JW Black Label eder :)
yarın akşam modada içmem lazım, şişeyle, umarsızca, salak bir gülümsemeyle. soğuk ve yağmurlu yerlerin özlemiyle. biliyordum kaderimin salak bir yerle kesiştiğini.

cer dedi ki...

ben de ekonomiden, tasarruftan zerre anlamam..ayın sonunu hep zor getiririm, paranın nereye gittiğini de hiç bilemedim, e tabi harcıyoruz da gidiyo ama nereye işte :)
soğuğa dayanıklı kutup insanlarından mısın sen yoksa? hayranım öyle olanlara..ben kedigiller familyasından..
yarın için tam netleştirdik programı derken herkes sevgilileriyle takılma kararı aldı, bu bana yapılır mı uleyyn dedim ama dinletemedim :( ben de belki teacher's a giderim, orda yuvarlarım tekilaları artık :)

91 dedi ki...

bir limite kadar üşümem genelde, bazen de üşüdüğümü hisetmeyecek kadar içerim :) değişik bir şey işte. kadıköy civarında olursanız haber ediniz efenim, 2 shot uğrayabilirim yanınıza isterseniz, sonrasında çöp kutum beni bekler.

cer dedi ki...

yarın kadıköy civarında olucam efem..haber etmek isterim ama iletişim bilgileriniz henüz sistemimin veri tabanına girmedi.. şans, kader buluşuruz orta bi noktada derseniz, her zaman olduğu gibi saygımız büyük :)

91 dedi ki...

kadife sokakta zaten öyle yahut böyle çarpışmışızdır bir gün, düz yürüyemeyen ben olarak :) iletiş için utku91@gmail.com a bir posta atın, sekreterim utku en uygun zamanda size döner, 91 olaraktan ben seminer iştirakçisiyim :)