I walk alone

artık gülmekten apayrı hallere giriyorum günlük. ben kendimi salak sanadurayım, ne salaklar var etrafta, gördükçe gül allah gül gül allah gül :) şöyleki, eski kız arkadaşlarımdan biri aradı dün, müstakbel damat adayımız kendisini dövmüş. zaten rutin olarak da böyle tozunu alıyormuş arada ablanın. ya allasen bunu bana neden söylüyorsun be kadın? mor çatı'ya benzer bir halim mi var ulan? polisi ara dedim ben de doğal olarak. ne diycem, "lokasyon ver hemen geliyorum ağzını burnunu kırıcam o ipnenin" mi? hayır bir de beni onun için terketmiş insan evladı, insanın yüzü tutmaz be. hayır gidip ikisini de dövmek vardı da, yakıştıramadım kendime, şovalye ruhlu ökküzüm vesselam. devamında yaklaşık bir yıldan uzun zamandır tesadüf edemediğim bir kız online oldu. dünyagüzeliiii, arada biraz photoshop tahripli fotoğraflarını bile görmüş olabilirsiniz buralarda, emin değilim. nerelerdesin ne yapıyorsun durumundan, güney kaliforniya'da fotomodellik yaptığını öğrendim. yürrü bea, yakışır güzelime gazlarıyla devam ederken, sırf itlik olsun diye "ben senden çok hoşlanıyordum ya, keşke yakınımda olsaydın" gibi bir şey saçmaladım, kafa zaten durma noktasında. bir de küfür yedik, "ben tüm o geçen zamanda sana aşıktım, neden söylemedin de buralara gelmeme izin verdin" diye. hey maşşallah. ne bileyim lan, çok derdin varsa söyleyeydin diyemedim, ben de söyleyemem işte böyle ıı şey falan diye kıvırdım. dünyanın herhangi bir yerinde görüşmek üzere deyip o browseri kapatmak farz olmuştu ne de olsa. devamında önce ev, sonra hastahane, sonra tekrar ev derken, Pirizim aradı, saklamaya çalışsa da çok kötüydü sesi, ve yanında olmam gerektiğine karar verdikten yaklaşık 8 dakika sonra bahariyede karşısına oturmuş onu dinliyordum. "life sux" hakikaten felsefe gibi, üstüste gelmekte de üstüne yok böyle musibetlerin. 2 saat de onunla oturduktan sonra biraz rahatlamış olacak ki en sonunda gülümseyebildi, ben de görevi başarmanın huzuruyla onu evine bırakıp, elleri cebe sokmak suretiyle sokak aralarında yürümeye başladım. ıslıkla tempo tutacak bir şarkım bile yoktu. adliyenin önünden geçerken yukarı doğru baktım yine. bir sigara daha yaktım. aklımda bir iki ölüm sahnesi izlediğim filmlerden kalan, hayatımla ilgili bir gerçeği daha görmenin huzursuzluğuyla eve kadar yürümeye karar verdim. zaten uyuyacak iki saatim kalmış, bir saati yolda yürüyerek geçse, kim ne kaybeder ki? :)

8 Sapan Eklenmiş Bu Saçmaya:

Damlo dedi ki...

pek alengirli bigün olmuş. haha
ne insanlar var be dedim, o senin şovalye ruhunu unutamamış o zaman da dedim içimden :D

sonra fotomodel ablaya üzüldüm falan fıstık.

91 dedi ki...

o şovalye öleli çok oldu ama ya, onu hesaba katmıyor insanlık :) artık o insan değilim. en azından herkese karşı öyle değilim.
şans işte :)

mine dedi ki...

"you'll never walk alone" falan dicem şimdi. her zamanki gibi "yok ben yalnız kovboyum" hallerine bürüneceksin. :)hayat seçimlerden ibarettir be utkum

91 dedi ki...

minem olay o değil, yazıyı yazarken o şarkıyı dinliyordum, bir yandan da gecesinde bayya bi yannızbaşıma yürümüşlüğüm vardı, şarkıyla birleşince o oldu başlık :) yoksa benim aklımdaki şey "two little ex and sex" idi ki, o da bir önceki dinlediğim bir şarkıdan dizeydi :P öperim.

mine dedi ki...

iyi peki bende öpeyim o zaman :)

91 dedi ki...

yannız allahtan şarkı yetişmiş imdada, yazının içeriğini tekrar düşündüm de "two little ex" şeklinde bir başlık beni olduğumdan da öküz gösterirdi korkarım. ben ööle biri diiiliiiiiiim :)

Damlo dedi ki...

yalan olmasın ama ben de görer gibiyim sendei o şovalyeyi ya da şövaledir ben fark etmiorumdur :D:D

91 dedi ki...

benden olsa olsa sıcak tencereleri tutmak için olan o el koruyucu zımbırtılardan olur, ne şovalyesi yahu :) bostan korkuluğu ve iskele babası da plase :P