Pazartesi Sorunu

en sonunda geçti başağrısı, ama gün hala keyifsiz.
aynı anda hem alkollü hem de hasta olmaktan nefret ediyorum.
kafa sepet gibi, vücut dökülüyor.
bugün bir keyifsiz, bir saçmayım sorma gitsin günlük.
eve gitmek, askıda kalan bir makina çamaşırı yıkayıp, battaniyeme sarılıp ölmek istiyorum.
oysaki mayıs da girdi, bizimkiler askerden dönüyor eli kulağında.
ne bileyim, tatil yapamayacak olsam da tatil zamanı yaklaşıyor.
kimse sallamayacak olsa da doğumgünüme az kaldı.
ne bileyim, mutlu olmak çok da zor değil bu donelerle ama gel gör bende takat yok.
antibiyotik almiycam ama, mayısta antibiyotik mi olurmuş.
karnım aç gibi, ama sıkıntıdan kaynaklı yeme isteği bu sanırım, zırt pırt acıkmam da.
dün rüyamda dövmemin bir kısmının silindiğini gördüm, sabah kalktığımda sırtıma bakmaya korkuyordum.
bakamadım da doğal olarak.
acaba silinmiş midir ki?
eve git, işleri bitir.
ağırlıkları kaldır.
battaniyeyi bul.
öl.
ulan araba, o kadar da atladımdı yola. çarpacaktın işte.
yersem.
a
Günün Şarkısı:
Sir Bob GELDOF - I dont like Mondays
Play it outta loud.

2 Sapan Eklenmiş Bu Saçmaya:

mine dedi ki...

bana hastayım diye kızana bak ya. iyileş çabuk. bırak çamaşırı, ağırlıkları. yemek ye, ilaç iç ve gir battaniyenin içine. boşa konuşuyorum biliyorum, bir kere dinle yahu :)
o araba çarpsaydı sana, hayatımın sonuna kadar vicdan yapardım. sakın sakın..

91 dedi ki...

ben yine ölmezdim minem merak etme :) ayrıca dediğim gibi oldu, acımadı ayağım hiç pazar sabahı.
çamaşır mecburiyet, ama ağırlıkları pas geçebilirim. bi de hazır çorba yaparım bardağa. ooh şenlik var midede.