tesadüftür tesadüf

genelde tesadüflere inanan bir yapım yoktur, kıçıma kaçanlar hariç. güzel tesadüfler olmaz genelde, güzelse tesadüf, tesadüfse güzel olmaz.
*
karganın bokunu değil yemek, daha sıçmadığı saatlerde çıkıyorum yataktan. öyle biraz düşünce, biraz kahve, biraz da temiz hava için. bu sabah da aynısı oldu, arada bilgisayarı da kontrol ederken, takvim yöneticisi dürttü "hiş bilader bugün Agné'nin doğum günü" diye. nicedir konuşmamıştık kendisiyle, "amaaan akşama falan unutmazsam atarım bir tebrik mesajı" deyip geçtim. aslolan kahvedir sabahları, şirin olamam. sonra dakikalar dakikaları kovaladı, tekrar aklıma düştü. ama bu sefer aşık olmadan evvelki karın ağrısı olarak. "ulan gönder işte dürzü, eline mi yapışacak" deyiverince, daha gömleği giymemişken oturdum makina başına. içimde deli gibi iltifat etme dürtüsü. görmeyeli seneler var. bir daha da görmemem çok olası olan bir insan. etsen ne olacak, etmesen ne olacak? ettim. yıllardır kimseye olmadığı kadar iltifatşinas bir mail oldu benimkisi. sonra dayanamadım, adresini not aldım bir kağıda, ta dünyanın öbür ucuna el yazısı bir notla, ufak bir hediye yolladım. hediye bile sayılamaz aslında, öyle kıvır zıvır bir şey işte. yok aslında bir karın ağrısı, bir aşık olma durumu, neden olsun. ama içimde bir bayana iltifat etme dürtüsü o kadar yoğundu ki, tutamadım kendimi resmen. okuduğu zaman çok gülümseyecek ama, hediyeyi gördüğünde şaşıracak. bizdeki de saçma sapan hissiyatlar bütünü işte. sonra giyindim, taktım kulaklıklarımı çıktım evden. üstüste gelmemesi gereken 4 tane şarkı çaldı, dördü de birbirinden ağır vurdu. işin kötü tarafı, 71 şarkı içinde, en acıtacak dördü seç desen, bu dördü çıkardı. tesadüf mü, ilahi müdahale mi, al kıçına bu da kaçsın mı bilemiyorum.
*
o anlardan beri "öğlen kaç buradan, beşiktaşta iki bira, bir de sigara" düştü içime. biraz sıcak ama olsun, gideceğimiz yer daha sıcak ne de olsa :)

0 Sapan Eklenmiş Bu Saçmaya: