Karmakarışık

alakasız da olsa tatil planları kurmaya başladım yaklaşık 15 saniye önce. sayfa da açık duruyordu, yazıya böyle başlayayım dedim. önümüzdeki sene yunan adalarına gidicem kafaya koydum. 20 sene olmuş gitmeyeli. isyan ettim kendi kendime çok durağan hayatım diye. artık ışığı mı gördüm ne, sürekli düşüncelerdeyim. ağustos başı bozcaada, ağustos sonu bozcaada+ fethiye, tarihi belirsiz bir hollanda isteği var ama onu tarihi belirli bir ingiltere seyahati bozuyor şu anda. iyiden iyiye bozdum sanırım kendimi. ortası yok böyle şeylerin zaten, ya senelerce evden bile çıkma, ya da çıkınca deli danalar gibi kendini vur sağa sola :)
*
sürekli hindi gibi düşünüyorum bu günlerde. 3000 seneyle ıskalamışım resmen filozof olmayı. bir doğsaydım o zamanlar, bu günlerde felsefe derslerinde anama söven hatrı sayılır bir hayran kitlem olurdu. kısmet işte, normal normal kaldık buralarda.
*
kahrolsun hantal dolgu topuk ayakkabılar, yaşasın ince yüksek topuklular. sapıttım mı? hayır. sebebi var. vur ama önce dinle. kadın bacağının en güzel yeri kalflarıdır bence. kaslı kalflara sahip kadın güzel bacaklı kadındır. dolgu topuk benzeri şeyler bunu bozar. olmamalı. sabah önümde yürüyen bir kadına bakarken farkettim bunu. takdir ettim kendimi.
*
parfüm almam lazım. deo da almam lazım. stokların sonuna geldim gibi gibi. sakat. işin bok tarafı, ne alacağımı biliyorum, ne de bütçemden haberdarım. sakat iş. ama biraz dikkatli eğilmem lazım bu konuya. CKOne'dan beri bayıla bayıla aldığım hiçbir parfüm yok malesef. bu kötü bir yaklaşım, nerde o üniversitede dış hatlarda türlü yenilikleri kovalayan ben, nerede şimdiki bezgin.
*
nedense eski şarkılara taktım bu aralar, "welcome to the jungle" da oradan çıktı sanırım. çok değişik hisettiriyorlar kendimi sağolsunlar. ama bu mp3 işinden soğuyorum gitgide. eskisi gibi albüm almak, kasedin bantları kopana kadar dinlemek istiyorum. bir ara yedekleyip ikişer ikişer alıyordum kasetleri, biri koparsa ben ne yaparım diye. haftalık bitiyordu aç dolaşıyorduk ama olsun. kulağımız garantideydi. yalnızken hep müzik dinlerdim ben, zaten hep yalnızdım odamda, antremana gitmediğim saatlerde. ailemi çok severim ama, nedense tekbaşıma otururken garip bir haz duyardım, sessiz sedasız müzik dinleyerek. ne diyorduk. ha eski şarkılar. güzeldir abi onlar. sevilmeyecek şeyler olamaz. mesela olsa şu anda "china in your hand" çalsa, bir hoş olurum. yahut "hey stoopid"
*
sıcaklar illallah dedirtti. bıktım fena bir şekilde. sabah 0735te gitdiğim gömlekten 0915 itibariyle hayır gelmeyeceğini görmek fena. deo yutsam, rollon kemirsem fayda etmiyor. atmosferi bilmem ama, uydu atsınlar, klima şeklinde. güneş enerjili. soğusun dünya. biz de "ays eyç kamin, ays eyç kamin" diye tempo tutsak temalı haşin düşlerim var. haftasonu ankaraya gidecektim, korktum sıcaklardan. o yüzden zamanı evden çıkmadan, yahut kliması olan herhangi bir yerde kamp kurarak geçirmeye karar verdim.
*
çadır almam lazım. daha da ötesi, o çadırın balkondan uçmaması lazım. çadırcılara çalışmıyoruz nihayetinde :)
*
rollerblade yapma isteğim an be an sönüyor. uçan manda konumuna geleceğim öyle yaparsam, agresifleşirim, kaldıramam gibi geliyor :) herkes bildiği işi yapsın, ben su sporlarında iyiym arkadaş. neden kabul etmiyorum ki.
*
Talamasca güzel müzik yapıyor. her ruh halinde gitmiyor ama, en ufak pozitif taneleri bulup harekete geçirme özelliği var gibi. ayıkken daha zor ama, şöyle bir 7-8 bira sonrası sanki voltron'u oluşturabiliriz beraberce gibi. ama yeşil aslan benim, talamasca başını oluştursun.
*
Jensen Ackles süper adam arkadaş, buna kanaat getirdim artık. oynadığı dizilere, filmlere çökmek boynumuzun borcu. Tavsiye, izleyin lan şu Supernatural'i. test yapıcam, ama önce kim okudu da izlemedi onu bilmem lazım. dürüst olun :P
*
akşam en son cacık yapıp dolaba koyayım, akşam yemeği aradan çıkar diyordum. ama şu anda yapıp yapmadığımı hatırlayamıyorum. şimdi de canım rakı istiyor, ulan alıp da gidersem ve cacığı yapmadıysam, işin yoksa gecenin 23'ünde mutfakla uğraş. zor iş. en iyisi yarını beklemek sanırım.
*
gaipten sesler duyuyorum sanki ve sıkı bir bıçak alma isteğim tavan yaptı. sanırım kayışı koparttım artık. hayır alıp da n'apıcaksam? :S
*
sıcak. çok sıcak. ofisteki hatunlar sözleşmiş gibi tüm klimaları kapattı. aslında bıçak faydalı olabilir. evet evet olabilir. not düşeyim kendime, topyekün doğranabilir hepsi, yanmadan evvelki son hamle olarak.
*
Castiel tam kafamdaki Melek profili. arkadaş melek dediklerinin hepsi elf güzeli, ne bileyim naif, ensesine vur lokmasını al varlıklar olamaz. hatta hiçbiri olamaz. melek dediğin savaşçıdır, smite evil'dir, greatsword'dur, shining armor'dur. hare filan bilmem ben. efemine kaçıyor. sevemedim bir türlü.
*
çok saçmaladım, susayım biraz.

3 Sapan Eklenmiş Bu Saçmaya:

Cüzzamlı Melek dedi ki...

meleklerle ilgili yorumuna katılıyorum.
:pppppppppppppppppppppp
ankara'ya buyur gel ama ben rakın kok'a gidiciim, çakışmasın.
öperim.

91 dedi ki...

rakı'n kok ne zaman? sınırsız ton balığı var mı rakı'nın yanında? :)

Cüzzamlı Melek dedi ki...

ahahaha,
olma mı:p