19/10/2009

Hayvanın seyir defteri, yıldız tarihi bimilyon, kafa açık.
*
10 günlük tatil bitti, üzgün olmam lazım ama değilim, şimdilik. ilk delirme anına kadar da böyle kalır gibi gibi. onun haricinde tatilde kilo aldım, hardcore anlar çok likit kalori vermiş bünyeye, şimdi bir haftada onu atma zamanı. şeytan diyor git birkaç seans sauna vur bünyeye kalmasın birşey. ama çok zor geliyor. bakalım artık bulacağım bir yolunu.
*
onun haricinde hayat normal seyrinde devam ediyor. şimdi yeni bekleme süreci olarak "Boondocks Saints II : All Saints Day"e odaklandım. e boş yere kısmi olarak Utku the Saint olarak geçmemekteyiz bazı mecralarda. sanırım üç vakte kadar medikal değişimler geçireceğim gibi duruyor. ama bilemiyorum tabi. sağ göz kapağımda sivilce çıkmış, sabah kalktığımda sağ gözüm neredeyse tamamen kapanmıştı. ince bir kesik atarak açtım ama sanırım yaşlanıyorum çok acıdı canım. dün webcamden annemle babamı izledim. özlemişim ya. sanırım tüm arkadaşlarımın evlenmesinden sonra onlar da benden umudu kesti ama en azından çaktırmıyorlar. ben kendimden umutluyum ama. birbuçuk gram, elli santilitre ve altı saat üçgeninde güzel bir adamım ben. fazlası çekilmez ayrı.
*
nicedir adam ve kadını yazmadım, aklımdaydı, geçen akşam aşırı uçlardayken karar verdim, hatta başlığı da hazır şu anda. okuyanınız var mı bilmem, ama bu adamla kadının son yazısı olabilir, alkolün nereden vurduğuna bağlı. hoş biraz ayık durmayı düşünüyorum. bakalım her şey kısmet :) ayrıca şunu da deme ihtiyacı hisettim ki, adam ben değilim, kadın da herahngi bir şahıs değil. tanıdığım adamlardan birkaç parça koydum kafamdaki kadın tiplemesine, tanıdığım kadınlardan da adam tiplemesine bazı aparatlar kattım. karmaşıklık için bundan güzeli yok. ikisi de ideal değiller, ikisi de muhteşem değiller, ikisi de normal değiller. sonra onlara birer tane yüz bulmaya geldi sıra. kadından başladım. bir sürü fotoğrafa baktım. sonra seçtim kadını. ama ne kadın. sonra erkeği seçme kısmına gelince tıkandım. çünkü kadını kıskandım erkekten. e kendi fotoğrafımı "erkek" olarak da koyamam, çok öküz gelir. onu da boşverdim :) sonra seçtiğim kadına model teşkil eden birkaç kadınla konuştum bu süreçte. ortak noktalarına baktım. sonra onların acılarına da içtim. sonra ona ekleyeceğim erkek kısımlarına baktım. bir daha içtim :) diyeceksiniz ki osuruklu göte arpa ekmeği bahane, doğrudur, hoş benim içmek için bahaneye ihtiyacım olmadı hiç, ben hep içtim :) sonra günlerden bir gün, rol model kadınlardan bir tanesi bir şarkı gönderdi. hatta rol model olduğu kadar, yüzün de sahibi kadın. ne kadar ağladığından konuştuk. o adama hissettiklerini konuştuk. sonra rol model adamlardan biri, allahın cezası, değişik bir cümle kurdu. ellerimiz yağlı, promilimiz yüksek, algımız açıkken kurdu bu cümleyi. sonra karar verdim ki, bir kadın ve bir adamın hikayesi yazılacak ise, bunu yazabilen kişi ben olamam. o yüzden hala dönmediğim şekilde kurmaya çalışıyorum son yazıyı. ayrı ayrı yollara gittiklerinde, kafamdaki modeller benle konuştuğu sürece ayrı bir şekilde yazabilirim hikayelerini. ama emin değilim. adamlar da, kadınlar da kaybetti. yoklar artık, yok olmalarına sebep olanlar da oralarda bir yerlerde hayatlarına devam etmekteler. ama işin kötüsü, hiçbir adam ve hiçbir kadın ölmedi - henüz ölmedi. ve gelecek çok değişik günlere gebe. çok eğlenecek birkaçı, ve onları izlemesi çok keyifli olacak. (moodu dağıtmadan şöyle bir 3 Doors Down - Here Without You - oooh kan yapar)
günün tavsiyesi olarak, Bertrand Russel - Aylaklığa Övgü (In Praise of Idleness) tekrar tekrar okunmalı diyorum. hala diyorum ki, Poison, Die Alive, I Walk Alone loop'a alınıp dinlenmeli. ısrarla diyorum ki, her boka inat gülümsenmeli. I have seen a Goddess, I talked to an Angel, then I fall. Did you fall at all?

0 Sapan Eklenmiş Bu Saçmaya: