the day that never comes

Günlerden pazartesi ve ben yine o standart mutsuzluk haline girmiş durumdayım. Halbuki mutsuz olacak bir şey de yok hani. Yarın iş yarım gün, 15.00'da parti var, yıbaşı günü zaten gayrıresmi olarak yarı mgün olur, perşembe tatil, cuma zaten tam gün olsa ne yazar, ertesi tatil. Ama gel gör ki, nefes almaya bile üşenir oldum sanki. Cuma akşamı çok özlediğim birçok insanı aynı masada gördüm, çok keyiflendim. Ha biri kıbrısa taşınacakmış, en azından 2 sene dönmeyecekmiş, duyunca üzüldüm. Kendisi için güzel karar tabi, bize desteklemek düşer diye düşünüp, "git be abi" den öteye birşey söyleyemedik tabi. Arada biz de yanına geliriz filan diyoruz, tabi ne kadar mümkün olur belli değil de, adamı burada mahsur bırakacak değiliz ya. Sonra sabah 03.30'a kadar shafttaydık, kafalar birmilyon :) Hala kararsızım, basçı hatun muydu erkek miydi diye. Gitmiş olanınız varsa bir haber etsin lütfen, bu cuma tekrar gitmeyeyim shafta, bira 8ytl; evlat acısı gibi. Dönüşte bissürü bira aldım eve gelirken, ne akla hizmetse, tabi sadece 2 tanesini içebilmişim :) Cumartesi gündüzü de o biralara ayırdım, ayılmadan bira yüklemesi yapınca, felaket keyifliydi kafam. Sonra Minemle buluştuk, yeni yıla girmeden ona şaraplarını verebildim, nasıl doğumgünü hediyesiyse, aksilikler yüzünden kutusu kaymış hediye oldu. E benden de fazlası çıkmaz zaten, ben ne kadar düzgünüm ki etrafımdaki şeyler düzgün kalsın. 20 sularına kadar beraberdik, daha da bira içtik, sonra gidip 4 film aldım, aynı mekana çöküp iki bira daha içtim, açılmasın kafam diye diye. Sonra yaşlı bir amcayla sohbet ettim tekel bayiinde, en son oradan bulabilmiştim tekel birası. "Kalmadı artık oğlum öyle şeyler, bu adamlar her bir güzeliğin içine sıçtı" konulu konuştu, ben de kıramadım kendisini, 4 tane efes aldım koyuldum ev yoluna. saat 21.30lar civarında evdeydim herhalde. CüzzamlıMelek hanım kızımızla konuştuk uzunca, en sonunda derdimi anlatabildim diye umuyorum :) Sonrası PuCCa'dan gördüğüm "So what"x25 :) ay em e rakstar, iyi güldürdü sağolsun, sonrası bulanık, en son yine Minemle msnde konuştuğumu hatırlıyorum, sonrası karanlık. Yapmamışımdır ama bi hıyarlık, yani bu aralar genel itibariyle pek hıyarlık yapmıyorum, ama garantisi yok tabi. Pazar neredeyse hiç konuşmadım, oyun oynadım, bunaldım, sıkıldım ve günü tamamladım. Soğuk evde duş alamamaktan mütevellit sorunlarım oldu, ama onu da gece 00.45te kaçacak yerim kalmayınca kendimi duşa atarak çözdüm, kıçımda bir kalıp buzla uyuması her ne kadar zor olsa da. Ve sabah. Pazartesi sabahı. Aynı döngü yine başladı. Neden mutlu olduğum her güne, ondan daha uzun bir süre mutsuz olarak karşılık veriyor bünye anlamak zor. Ama hakikaten klas sıkıcı bir gün bu gün. Eve gidip haftasonu dağınıklığımı sıfırlamam lazım. Sonra, ağırlık kaldırmam lazım umarsızca, kollarım inceliyor gün be gün :( Tekrar düzenli olarak gitmem lazım şu hillside'a, verdiğimiz onca paranın hatrına bari. Mutlu olmam lazım, şu mutsuzluk hallerine inat. Aslında mutlu olmaktan ziyade, mutlu kalmam lazım. Anlık mutlulukları uzatmam lazım, yani bir değişiklik lazım. "Yeteeeer!" diye bağırmadan önce. En azından mutsuzluklar eskisi kadar sürmüyor, onu farkettim. Misal şu anda içimde birşeyler gülümsemek istiyor, sanırım akşamüstü olmadan dünyaya bir tebessüm etme şansım olacak gibi, kim farkedecekse eksikliğini. Yılbaşı da kapıya dayanmış zaten, ikramiyemi yatırsınlar, ben de feykencil'in önerdiği kitapları alayım, bir yandan koşu bandına çıkayım bir yandan kitap okuyayım. Sağ bileği de iyice bir sargıya aldım mıydı, hala 45 dakika koşabilecek kondisyonum vardır sanırım. Yani umarım. Sigara ve içki, mesafeyi koyuyorum akıllı olun, 2 gün daha var, sonrası "mereba mereba" samimiyetindeyiz, uyandırayım :) Ayıkken de güzel saçmalayabiliyormuşum onu farkettim şu anda zaten, yoksa artık ayılamıyormuyum onu da bilemedim gerçi. Hangisi olursa olsun farketmez, sonu iyi biten her şey iyidir. Ve bu son iyi olmak zorunda. Kötüsüne kafam girsin çünkü :) 91 out.

8 Sapan Eklenmiş Bu Saçmaya:

S dedi ki...

yanlis yoldasin kuzum. uzun sureli mutluluk yoktur. en uzun sureni hakkaten anlardan ibarettir.
anlari cogaltman gerek.

kitaplara gelince, birinin de bana biseyler onermesine ihtiyacim var. zira elimdekileri tuketmis bulunmaktayim..

91 dedi ki...

Forgotten Realms okursan eğer, çok geniş bir yelpazede yardımcı olabilirim. Onun haricinde değişik tarzlardabirkaç tane daha kitap okudum son dönemde, hepsini beğendim, onlardan da önerebilirim. Yahut sana hayatımın en güzel Kral Arthur kurgusunu da önerebilirim, sen tarz söyle yeter :)

mine dedi ki...

benden sonrası karanlık mı :D haha neden şaşırmadım. yok be canımın içi ne hıyarlığı:) herşey yolunda teşekkür ederim herşey için :)
you are still a rockstar :)))

efsa dedi ki...

kötüsüne benden de bir bacak girebilir mi? :))

91 dedi ki...

@Mine'm; bitanesin :)

@efsa hanım kızım; çok hardkor gördüm seni yauv? :P

Adsız dedi ki...

where you come from!

Adsız dedi ki...

It seems that you pay more attention to is a taste of life, because I saw the attitude of you for life!

Adsız dedi ki...

Good Blog, I think I want to find me, I will tell my other friends, on all