her gece gibi bir gece

Before Sunrise ve Before Sunset ile yaktım kendimi dün akşam. Yazıda SPOILER bulunur, sonra "izleyecektim ama keyfimin ırzına geçti göt" demeyin hakkımda, darılırım. Zamanında Kaska çok demişti izleyelim diye, hatta onun hdd'den almıştım filmleri download yerine. dün öğleden sonra bir anda bastı sıkıntısı "evet izlemem lazım" diye durup dururken. saygı duyuyorum böyle hissiyatlara. aranan kan bulundu diye attım kendimi eve. Bir güzel giriş yapıldı, Sunrise ilk film. Yapım yıllarından çözüldü o kadarı bildiğimden değil. bir tren yolculuğu ile tanışan iki gencin hikayesi, totalde geçirdikleri bir geceyi anlatıyor, sabahında ayrılıp yollarına gidiyorlar. 6 ay sonra buluşmak için sözleşerek. sonra ikinci filme geçiyor, 9 yıl sonrası olaraktan. kamyon gibi maşallah, çarptıkça çarpıyor. filmin slogan cümlesi ise "What if you had a second chance with the one that got away?" onu anlatmayayım. çoğunuz film olaylarında benden çok daha kültürlü insanlar olarak izlemişsinizdir, hatta aranızda "vay ayı yeni izlemiş" diyenleriniz bile olabilir. yüzüme söylemeyin kafayı koyarım burnunuzun üstüne. ama başarılı filmler. yutkun yutkun bitmedi bazı kısımlar. zaten sabah aklımdaki kurgunun başını kırmızı ile işaretli cümle oluşturuyordu. o yahut bu şekilde, bir anda hayatınızdan çıkmış, ve ulaşamayacağınız biri oldu ise, onunla tekrar karşılaşsanız ne olurdu acaba?
.
kişi hesaplarına girmek adetten oldu sanki, 3 kişi böyle kayboldu 3 değişik zamanda. ama o zamanlara dalıp melankoli yapmak değil amacım. çok umrumda da değil çünkü o kanal, en azından şu anda. önemli olan ne yapacağınız. ben kendi yapacağı hamleleri öncesinden gören salak olarak çok güldüm buna. hatta kıç mı diyeyim göt mü diye düşündüm de gene kararsızdım. yazana kadar. ben o ikinci şansı götüme sokardım. kesin. sorgusuz sualsiz. ulan yıllardan azade bir şans çıkmış işte karşına, değerlendirsene dingil denmemeli. kişi buna müsait değil çünkü. ya elim ayağıma dolaşırdı, gerizekalı tiplemesi çizerdim, ya da domuz inadım tutar, siktirgitlütfen diye döner arkamı giderdim. sonrası yine hüsran yine alkol olsa da, bile bile yapardım bunu. o yüzden ne ikinci şanslara inanıyorum, ne de onlar beni buluyor kararına varıp, rahatlattık içimizi.
.
ama filmden izlemek değişik oluyormuş. değil yapmak, yapmaya yaklaşamayacağım şeyleri izlemek, sadece star wars'da keyifli gelmiyormuş demek ki.

4 Sapan Eklenmiş Bu Saçmaya:

mine dedi ki...

"o yahut bu şekilde, bir anda hayatınızdan çıkmış, ve ulaşamayacağınız biri oldu ise, onunla tekrar karşılaşsanız ne olurdu acaba?"

eğer sevgiliyse bahsi geçen, ve gerçekten çok sevildiyse geçmişte, nerde kaldıysa ordan devam ediyor herşey... ve hatta bu sefer daha fazla umutlanmaya başlıyorsun. kader mi acaba bu? tesadüf olamaz diyorsun. ama şurası bir gerçek ki çok fazla acımıyor canın. alışmış oluyorsun onun senin olamayacağına.
bizzat yaşadım da ordan biliyorum hayatım :)

ha bu arada yazının devamın okumadım bile, altı çizgili görünce gözüm hemen kaydı. dayanamadım yorum yapmak istedim.

La Loba dedi ki...

Yahu kardeeeş sen beni iyice depresyona mı sokacaksın böyle en sevdiğim filmleri, şarkıları gözüme sokarak? Fenalaştım bak geldiler yine.

91 dedi ki...

soldan soldan gelseler de kadıköyde üstüme üstüme geldilerdi. topyekün sevmedilerdi beni. ben de onları. öperim.

Adsız dedi ki...

saglam kafali izlenmesi gereken filmdir. insani alir bir o tarafa bir bu tarafa surukler. olmasi gerekenler, olamayanlar ve olabilenler; insani dusundurur durur.

amma vellakin, herkesin muhakkak izlemesi gerekir.