et espérance

Tarja. Hem de burada. Rüya gibi. Perşembe olması kötü sadece, Cuma rüyadan uyanamayıp işe dönemeyebiliriz. Ama değer tabi. Bir gün işe gidememişim çok mu be. En beğendiğim bayan vokal. Rüyalarımda aşık bile oluyorumdur, hatırlamamam en büyük sorun. Geçmiş zamanda "I Walk Alone"un sözlerini atıp iki satır da altına yazmış olmam lazım. Ne güzel şarkı yahu. Bu sabah ruh halimden dolayı başka bir şarkısına yöneldim. End of All Hope, Nightwish şarkısı, kendi solo albümünden değil. Ama korkarım ki Nightwish'den ayrıldığından beri soğudum guruptan, Tarja'yı dinlemesi daha hoş. İki dakikada sattım koca gurubu bir hatuna. Kaypaklaştım sanırım.
*
It is the end of all hope
To lose the child, the faith
To end all the innocence
To be someone like me

This is the birth of all hope
To have what I once had
This life unforgiven
It will end with a birth

No will to wake for this morn
To see another black rose born
Deathbed is slowly covered with snow

Angels, they fell first but I'm still here
Alone as they are drawing near
In heaven my masterpiece will finally be sung

Wounded is the deer that leaps highest
And my wound it cuts so deep
Turn off the light and let me pull the plug

Mandylion without a face
Deathwish without a prayer
End of hope
End of love
End of time
The rest is silence
*
Bu gün 27 Ağustos 2009. Boktan bir gün. Her günkünden daha boktan. Akşam Tanzanyaya gidecek bir arkadaşla buluşup içki sözüm var. Evet benim böyle ilginç, salak arkadaşlarım var. Akşam Galatasaray var. Akşam deli gibi sarhoş olma arzum var. Akşam "sensiz bir eksiğiz". Akşam sabaha çıkmayasım da var. Korkarım çıkacağım ama, ne zaman böyle olsa, biraz daha fazla başağrısı hariç bir şey olmuyor. Akşam, şu anki ruh halimden ayrı olarak, felaket bir şekilde güleceğim. Bunun yanında kimse nasıl bir hissiyat bütününde olduğumu farketmeyecek bile. "Yine şova bağladı pezevenk" denecek, insanlar da gülecek benle beraber. Sonrası Galatasaray. Sonrası ev. Sonrası meçhul.
*
Bugün ayın 27'si. 27 gol de atsan karın ağrım geçmeyecek Galatasaray. Ama sen yine de at. Yerlere atlarım, yuvarlanır gülerim. Ne bileyim, yaparım birşeyler. İnsanlar da manyak der geçer. Sen hayatımızın en mutlu, en güzel parçası olmadığında hep bir yanımız ağrımadı mı ki? Sen en pırıl pırıl parçası olduğunda da ağrısın bir yanımız, ne olacak?

6 Sapan Eklenmiş Bu Saçmaya:

91 dedi ki...

UNUTMAYIN :27 AĞUSTOS 2009

27 Ağustos gecesi 30 dakika gökyüzüne bakın.
Mars , yıldızlı gökyüzünde en parlak gezegen olacak. Dünyamızdan 34,65 milyon mil uzaklıkta olamasına rağmen Dolunay kadar büyük olacak.
Dünyanın sanki 2 Ay'ı!!!!! varmış gibi çıplak gözle görebileceğiz..
Bu olay gelecek sefer 2287 yılıda gerçekleşecek.

Kaçta olacak acaba. Ayrıca iki ay gibi gözükünce neskim olacak? Çok matah bir şey mi yani bu? Ona inat ben de sana tekrar anca 2287 yılında seni seviyorum diyeceğim. şimdi sigigit. çekilebilirsin huzurumdan prenses.

mine dedi ki...

canımın içi şimdi sen böyle matah mı falan dersen benim gibi bir amatör astronoma azcık ayıp olmaz mı :)
o haberi ben de okudum. ama hiçbir astronomi sitesinde nasa dahil olayın doğruluğuna rastlamadım. sanırım mars biraz daha büyük görülecek, ama asla ay boyutunda olmaz. yıldızdan biraz daha büyük bir disk aramak lazım gökyüzünde, tabi bulutlu olmazsa hava.

91 dedi ki...

ben bu kafayla anca kendi yansımamı görürüm gökyüzünde be Mine'm, yani çok matah bir şey olmaz :) yoksa yıldızbilimine saygım sonsuz, anlamasam da. ama artık büyük cezveyi görebiliyorum. o kadar çözdüm işi :)

Adsız dedi ki...

selam ben senay, gercekten super bir site, eger facebook veya twitter varsa eklemek isterim...

91 dedi ki...

bir şey yazmak istersen mail orada duruyor, utku91@gmail.com olaraktan :)

Blogger dedi ki...

Did you know that you can create short links with Shortest and earn $$$ from every click on your shortened links.