Karizmana Sıçsınlar

Ne koştum sabah beri günlük anlatamam sana, yani şunu yazarken bile telefon çaldı, daha ilk cümle. Sıçayım böyle işin içine, geliyorum 5 dakikaya, yani umarım. (21 dakika, yine gol değil hakim bey.) Bünye yorgun, akşam bir de eve giderken donuma kadar ıslandım ayıptır söylemesi, protestomdan dolayı evde doğalgaz kullanmıyorum, işyeri benim eylemci tavrıma prim tanımıyor, cayır cayır yakıyorlar, can sıkıyorlar, ben de gidip şu ufo zımbırtılarından sorayım dedim ailenin gözü arkada kalmasın diye. (Ayrıca bu da tam komedi, bok değil kaka durumu, tamam doğalgaza 80% gelmiş toplam zam da, elettirik de 50%~ civarında, onu da ekstra kullanmamak lazım, ben mi vericem lan botaşın borcunu.) Adam ona da 200ytl dedi, düdük kadar odayı ısıtmak için hem de. Yuh dedim, işine gelirse dedi, ben de hal ve hareketlerimle belli ettim işime gelmediğini, döndüm gittim, bir yandan ıslağım rüzgar esiyor, ulan diyorum üşümüyorum iyi hoş da, kesin hasta olucam. Var zaten bir kırıklık üstümde, izin öncesi kıçımıza zaatürre mikrobu kaçıyor göz göre göre, tutamıyoruz kuyruğundan, kaçıyor meret. Eve geliyorum, ılıktan hallice bir duş, ev soğuk, ben sıcak, cüzzamlımeleğin dedikleri aklıma geliyor, afedersin kıçıma donumu geçiremiyorum öyle gülüyorum. " -Ulan donacaksın - ehi ehi ehi " refleksinde bünye :)
Mevzubahis don efenim, kaska filan merak ederse diye not düşeyim istedim. Diyeceksiniz ki neden alenen sergiledin donunu, zamanı gelecek efenim zamanı gelecek. Neyse velhasıl kelam giyindik, ettik, yiyeceğimiz yoktu evde, bastık patlamış mısırla sodayı, gerisini mide düşünsün diyerekten, ikincil bir acıkmaya fırsat vermeden devirip kıçı yattık. Mışıl Mışıl afedersiniz, ama kesin arada horlamışımdır da, canavar gibin :)
Sabah kalkıldı, toplantı hazırlıkları olarak traş olundu, hatta içimizdeki gerillayı desteklemek amaçlı, çenede çıkan hafif sivilce bahane edilerek çenede sakal bırakıldı, işe gelinirgelinmez aslan marka koşturmaca başladı. Her şey dört dörtlük, karşılamalar, toplantıdaki aktiviteler, çıkışar, hatalı yerleri aslanlar gibi çarpışarak vurgulamalar. Hepsi muhteşem. Toplantı bittiğinde güzel bir iç huzurla karışık, "lan çok kahve içmişim altıma işiyecem" hissiyatı basınca, tuttum tuvaletin yolunu. Çok karizma oldu be, yani adamlara bu şov böyle yapılırdı anca, helal olsun bana, lan sanki danışman abla da bi hoş bakıyodu bana, vay allahsız 91 diye söylene söylene girdim tuvalete, ağız hala kulaklarda, taa ki pisuvara gelene kadar. Fermuara bir attım ki elimi açayım diye, ne göreyim. Zaten açıkmış ızdırabını sktiiminin fermuarı, sabah o koşturmada unutmuşum. Evden işe, toplantıdan toplantıya fermuar açık koşturmuşum. Bütün oatraksiyon insanı gitti, bildiğiniz sümsük 91 kaldı bir anda. Lan beynini sktiiminin salağı, açık fermuarla, içerden sırıtan turuncu donla ne kadar karizmatik olmuş olabilirsin ki? Kafama sıçiim :/

Günaydın

Ev karanlık ve soğuktu. Özellikle böyle olmasını istiyordu adam. Hoş, uyandığından sonra pek üşümezdi zaten, hep böyle olmuştu. İyi mi kötü mü olduğunu bilemediği bir yaklaşımdı, ve alışık olduğu bir durumdu. Ev yoğun bir şekilde sigara kokuyordu, arada dikkatle koklandığında seçilebilecek bir menekşe kokusu vardı. Mutlu hissetmek için yeter şartlardan biriydi adam için, bitmeyen tatili andırıyordu. Yasemin, Menekşe, Hanımeli. Eğer adamın bir cenneti varsa, herhangi bir hayatta, bunlar olmak zorundaydı.
*
Cumartesiden kalan biralardan birini açtı. Sözde çok yorgundu, erken yatıp dinlenmek istiyordu, ama gel gör ki yapamayacağını çok iyi biliyordu. Engelleyen birşeyler vardı, ve bu şeyler sürekli düşünmesini gerektiriyordu. Amaçsızca, özel bir şey olmadan, sadece düşünmesi. Yaşamayacağı hayatları planlaması, olmayacak durumlarda yapılacak şeyler. Bunların hiçbiri ayık olarak yapılamazdı çünkü adam çok farkındaydı herşeyin. Bu yüzden, ardarda içmeye başladı biraları. Monitörün loş ışığının haricinde ışık da istemiyordu, saçma bir şekilde ışıkta düşünemiyordu.
*
Dünya yavaş yavaş istediği hızda dönmeye başlarken, bir mail ilişti gözüne, çok güldü maili okuyunca. Değişik bir yaklaşımdı, çok kullanmadığı bir lügattı ama, hiç yabancı değildi. Cevaplamaya çalıştı, beceremedi sanki, kelimeler birbirine dolanmıştı. En azından olabildiğim kadar düz yazdım diye düşündü, zaten iki tane bira kalmıştı, ne kadar dayanabilirdi ki.
*
"You don't have to say you love me, just be close enough" kulağında yankılanan son sesti, birayı dikti kafasına, sigarasını söndürdü. Dünyanın yeteri kadar kararmasına izin verdi, karanlık her zaman güzeldi ve onu hiç aldatmamıştı zaten.
*
Rüyasında sürekli komik sesler duydu, yüzü olmayan, kötüleyen sesler. Kısmen küfür yedi adam, kısmen yüzü olmayan insanların konuşmalarına kulak misafiri oldu, o da güldü. Hiç konuşmadı. Taa ki sabah ilk defa alarmı duyana kadar. İkinciye alarm çalarken, adam kendine telkinlerde bulunuyordu, "uyansana tarraam, nasıl olsa en fazla yarım saat daha yatabilirsin, kalk ulan it!" diye, ama beden kabul etmemiş olacak ki, sonrası karanlık. Telefonun saatini kapatıp uyumuş adam demek.
*
Yıllardır uyanmadığı bir şekilde uyandı adam bir anda, güzel bir sesle. "Uyan, adam. Yarın akşama kadar ayrılmamızın saati geldi."
*

Copyright: http://eilistraee.org/art/art.html

*

Ay ışığı, delirmemi engellediğin için sana tekrar teşekkür ederim. 91

Black Hawk Down

Gecenin Başlangıcı. Her şey normal, blogdaki html kodları ayıklaması ardından "lan acaba çalışıyor mu, yoksa komple sçtık mı?" konulu denemeden de başarıyla çıkılmış, içler rahat. Yeterli tekila ve bira stoğu yok, yani tek başıma içeceğim düşünülerek alındığında var, ama 2 kişiye çıkınca, zor o iş. Zaten belli bir noktadan sonra iyice farkettim ki, bize tekila hiçbir zaman yetmiyor.
İçilmeye başlanmış, daha Kaska geçmemiş direksiyona, doksanbir kişisi olaraktan ben, birkaç şarkı eşliğinde, hayat güzel, dünya güzel modeli yaşıyor, yaşıyorum :) yoksa yaşıyor muyuz? Eski kızarkadaş of Kaska tarafından hayretle izleniyoruz bunu farkettim bir ara, insan olmadığımız tüm çıplaklığıyla ortada. Özellikle "Kim" ve "Boondock Saints Court Scene" olaya dahil olunca, insanlıktan iyice çıkıyoruz zaten. Velhasıl kelam tekila bitiyor, biralar bitiyor, 91 bitmiyor ve devasa sağanak yağmur altında, anasının örekesi tabirine cuk oturan bir şekilde bp yolları tutuluyor. "Millet hacmen benim bpden aldığım bira kadar benzin almıyordur anassınısatiim!" güzel replik. 12 bira, bir paket daha sigara, bir de her ne akla hizmetse cips alıp, geri dönüyorum. Baksırım kurudan hallice, iyice yağmış meret tepeme. Ama iş başarmanın huzuru apayrı. Başarılan işin bira almak olması ise paha biçilemez. Mastercard zaten kıçımıza kaçmış durumda :)

Daha öncesinden eklediğim fotoğraflardan görülebileceği üzere, Black Hawk güzel bir model helikopter olup, ara sıra uçmasının haricinde, aslanlar gibi durur televizyonumun üstünde. Yoksa feysbuka mı koymuştum o fotoğrafları. Hatırlamıyorum tam olarak. Bir yere ekledim ama, eminim. Sabah uyandım, salonun hali içler acısı, sigara bitmiş yani son bir paket kalmış, bira hala var, o zaman ne duruyorum diye açtım bir tane daha. Telsizden anons edesim vardı mahalleliye, "akşam çok içilmiş, black hawk down, black hawk down!!" diye.
:)

Artık Melek Değilim

Bir korkuluk gibi içime dikildin
Beni daha başlamadan bitirdin
Bir hayat gibi avcuma çizildin
Beni kemirdin neye çevirdin sen
*
Kanatlarım yoktu benim
Ama bir zamanlar melektim
Kirlendim
*
Gördüğün rüyayı bozmaya geldim ben
Sevdiğin dünyayı durdurmaya geldim
Bütün zehirleri koymaya geldim ben
Kırılmamış son kalbi kırmaya geldim
*
Çok değiştim ben
Artık melek değilim
*
Bir korkuluk gibi kalbime dikildin
Beni daha başlamadan bitirdin
Bir hayat gibi avcuma çizildin
Beni kemirdin neye çevirdin sen
*
Kanatlarım yoktu benim
Ama bir zamanlar melektim
Kirlendim
Sana geldim
*
Gördüğün rüyayı bozmaya geldim ben
Sevdiğin dünyayı durdurmaya geldim
Bütün zehirleri koymaya geldim ben
Kırılmamış son kalbi kırmaya geldim
*
Çok değiştim ben
Artık melek değilim

Redd yapmış. İyi yapmış. Akşamın majör yükünü bu çekti. kolay değil. 2 kişi, 1 şişe tekila 18 tane bira. Öegh dediğinizi duymamış olayım, biralar bitmedi zaten, 6sı kalmış :) Çok mutlu içtim, uzun zamandan beri olmadığım kadar mutlu. Çözümsüz soruların çözümü gibi bir hissiyat vardı içimde. Tabi sabah salonun halini çekmiş olsam, esas öegh'i o zaman derdiniz. Dipnot düşeyim dedim. Dinleyiniz efenim. Kaska'dan bana, benden de size tavsiye olsun. Hepbirağızdan "biz biliyorduk zaten salak, sen yeni öğrendin" diye bağırırsanız ağlarım, baştan söyleyeyim.

Şarkıdan dolayı günümüzden çıkarılacak ders ise; uzun zamandır edebimle adabımla oturmam, hayatımın her evresini terbiye timsali olarak geçirdiğime delalet olmamalıdır. Sanırım, birkaç akıldaki "aa utku mu, ne güzel insan" düşüncesini patlatmalıyım. Ama şarkı kadar, kibarca değil. "Hayatının amına koymaya geldim" kadar düz, dürüst ve öküzce ;)

Başka bir arzunuz? :) haha, yazdım daha iyi hisettim kendimi, sanki "ben daha önceden uyarmıştım" demişcesine.

CP808724320HK

Döngü başladı. CP808724320HK Monta ulaşmak için gerekli kod.
Peki ne zaman sana ulaşacağım?

Bebek


Dünya üstünde son huzurlu yer kalacaksa, burasıdır.

uçurdum blogu, yardım :)

deneme yanılmalarda komple uçurdum blogu. sana dair birşey unututtu isem, beni dürtmekte serbestsin doğal olaraktan. üşenme anacım. dürt ki eski haline getirelim şu mereti, tut ucundan, iki dakikanı almaz.

Yağmur, Köprü ve Bizim Çocuklar

Efenim yine yazıyorum çenem düştü :) Dün akşam yine apayrı bir senaryoya yelken açtı şahsım olacak kişi :) Malumunuz olduğu yahut olmadığı üzere, blog yazmazı Kaska beyefendiyle yaklaşık 1 aydır görüşemiyoruz. Düzenli olarak haftanın 4 günü görüşen insanlar için çok saçma bir durum oluyor bu bahsi geçen. Buna set çekelim diye, Salı akşamı görüşelim düşüncelerimiz kısmi imkansızlıklardan dolayı Çarşamba akşamına sarktı. Geç olsun güç olmasın dedik, vakit gelince düştük yollara. Biz Kaska beyle Beşiktaş iskelesinde buluşacağız, sonra park sorununu halletmemizi müteakip iki arkadaşla daha buluşup, efenim atıyorum siz deyin yemek, ben diyeyim alkol, bir hoş sohbet amaçlı görüşme planımızda.
*
Efenim ben pelerinimi evde unuttuğum için, vapurla geçtim Kabataştan Kadıköye. Malumunuz, pelerinsiz süperkahraman olmaz. Gariban derler kız vermezler vallahi. Halkın arasına karıştık, geçtik karşıya, muhteşem zamanlamamızla, ışıklarda bir sigara içimi beklemeden sonra, Kaska beyin yan koltuğuna uçarak girdim efenim. Hayır camdan değil, kapıdan. Gizli kimliğimi açık etmemem lazım, siz hiç klark kent'i uçarken gördünüz mü a kuzum? N'aaber ağbi seansından sonra (feykencil kulakların çınlasın :P) daha nereye doğru yönleneceğimizi bilmeden telefon acı acı çalmaya başladı. Hayırlısı demeye kalmadan, Kaska beyefendinin saygıdeğer kızkardeşi maruzatını bildirdi, "Motor su kaynattı, hararet tavanda, köprüden önceki son çıkışı geçtim, köprü yolunda kaldım". Hey maşşallah dedim, son çıkıştan sonra olur böylesi ibnelikler zaten. Tesadüftür, zamanı bellidir efenim, en bok zamanda olmak zorundadır çünkü bizim hayatımızda vuku bulmuştur.
*
Hesab ediniz, Modadan Boğaziçi Köprüsüne gidilmek durumunda. Yağmur var. Fena da yağmıyor hani. Kaska beyler beni Kadıköyde bırakmayı, onun mecburen gideceği hususunda telkinde bulunsalar da, batan gemiyi önce fareler terkeder düsturuyla, kibarca hassiktirlerimi kabul etmeyi bir erdem saydılar. Biz paşa paşa düştük yola, yaklaşık 45 dakikalık bir çabadan sonra hanım kızımızın yanına ulaştık. Kapılar kilitli, camlar kapalı, kulakta kulaklıklar sigorta şirketiyle konuşuyor işhanımımız. E kendisinin sınavı mevcut. O zaman duruma el koymak zorundayız. Çalışan araba kendisine verilip, köprü nöbetine geçmekte bir an bile tereddüt etmiyor, gözümüzü budaktan sakınmıyoruz. Ama iyi yağıyor meret. Allahın rahmetinden kaçılmaz kaçılmasına da, zatürreye bağlarsak biz olacağız rahmet, bu nasıl iştir çözemiyoruz :)
*
Efenim yine malumunuz olmadığı üzre, yaş ottuz fekat gelin görün ki, ehliyet namevcut nev-i şahsına münhasır internet hayvanı 91 kulunuzda. Fakat Kaska bey sigorta şirketiyle telefonda istişareleri sürdürüp, bir yandan da Trafik Vakfı ile çekici konusunda mücadele ederken, kaputu açıp, bir sağa bir sola çevirip gazını almak suretiyle aslanlar gibi su deposunu açıp, araba dahilinde bulduğu tüm suyu içeri boca eder. Motor bilgisi fena değildir aslında kahramanımızın, fekat bu yeni nesil motorlara alışamamıştır. Hoş zaten başka yeri kuracakalayacak bir durum yoktur, fakat o da Türktür, bir şeyi açtığında fazladan 2 tane efenim siz söyleyin civata, ben söyleyeyim somundu, teldi birşey bulamadıktan sonra onu açmanın güzelliği nerede olabilir ki?
*
Velhasıl kelam, o trafikte gayet yağmur altında, kahraman çekicinin bize ulaşması yaklaşık 3 saati buldu. Çok fantastik bir şahıs olan kendileriyle tanışma şerefine nail olduğum için kendimi çok şanslı hisediyorum, ayrı. Mecburen Zincirlikuyu istikametine geçilip, orada bizi KARŞI'ya, yuvamıza, evim evim güzel evim'iz e götürecek olan ikinci çekici beklenmeye başladı. O arada açlıktan başı dönmekte olan bize, sandviç ve bira takviyesi yapmak geldi aklıma. Ama gel gör ki, bira satmıyordu allahsızlar. Neyse dedik, redbull'a döndük, sigara stoğumuzu yeniledik, sandviç alındı, redbul var, e daha ne olsun derken, ikinci çekici ulaştı. Yükleme seansından sonra ver elini Maltepe. Servise kadar sigara, arada biraz teknik geyikler iki şofer arasında, benim de arada içim geçmiş azıcık. Kapalı olan servise araba soktunuz mu siz ey canlar? Sokmayı denemeyin, girmiyor çünkü. Çok zorladık olmadı.
*
Bu arada, sınavına girip çıkmış, evine dönmüş, Kaska'nın sıcak yuvasındaki kızkardeş hanfendi bizi almak üzere yollara düşmüş, yanlış çıkıştan çıksa da, vakti zamanında yetişmiş olması dolayısıyla artı puan kazanmıştır. Hoş artı puanın şahını "Sınavım iyi geçti, hadi bir yerlere gidelim, bu akşamı ben ısmarlayayım size" yaklaşımıyla kazanmış, bu yaklaşım şımarık bir vaziyete gelmeye hazır iki danaya pasiflora etkisi yapmıştır da denebilir gayet rahat bir şekilde :)
*
Gecenin tek boktan tarafı, Kadıköy'de buluşamadığımız iki arkadaşımızı görememek oldu, artık onlarla da haftasonu planını kurup görüşmeli, arayı uzatmamalı. Onun haricinde yaşananların hepsine ve daha fazlasına çok güldük, yazamadığım yerler çok hayvanlıklar, siz bizi daha az hayvan biliniz, böylesi daha güzel çünkü :P
*
"N'apıyor lan bu takozlar burada?" diye baktıysanız akşam 19.15 - 21.Küsür arasında, yağmur altında köprü yolunda dikilen iki asil şovalyeye, lafınızı geri alınız. Takoz olabiliriz, ama ulvî bir amaç için oradaydık. Ve görevimizi başarıyla tamamlayıp, huzurla uyuduk.
*
Yani sanırım.

Elistraee

Beauty. Innocence. Power.
Copyright: http://eilistraee.org/art/art.html#

16.11.2008

Çok güzeldi yahu. Tekrarını yapacağımız güne kadar, keyifle iç :)

Allahım Sana Geliyorum


Geliyorum böyleyse eğer.
Hakikaten.

Kibar ol!

Son dönemde daha kibar olmam konusunda telkinler alıyorum farklı insanlardan. Şöyle bi dönüp kendime baktığım vakit de paradokslara garkoluyorum sayelerinde. Yahu ben yontulmamış kalas da değilim ya. Yani en azından o kadar öküz olduğumu düşünmüyorum. Ne yağmur yağdığında şemsiyemi milletin gözüne gözüne sokuyorum, ne yolda pata küte millete omuz atıyorum, ne de sokak ortasına "yalnız benim için, bak yeşil yeşil" noktacıklar bırakarak ilerliyorum. Yani elbet kaba taraflarım vardır, inkar eden de toptur, da sürekli uyarılacak bir insan mıyım ulan ben. Bu kadar da yüklenilirmi garibanın üstüne. Buldular parmak kadar çocuğu yükleniyorlar bence. Olamam. Yok vallahi olamam. Yani elimden gelenin hepsi bu. Kabalıktan kasıtlara bakıyorum, yarısı küfür üstüne. N'apiim arkadaş, hafif ağzım bozuktur benim. Çok güzel küfrederim. Ama pek bir insanı rahatsız edecek kadar, ne bileyim "oha ulan ayı o da söylenecek laf mı şimdi" dedirtecek kadar küfretmiyorum diye düşünüyorum. Şirin küfrederim, espri içinde kaybolur geneli, kaybolmayan da kulak tırmalamaz. Yani ona çabalıyorum. Elimden geldiği kadar tabi, rahatsız edecek noktalara ulaştığımda uyarılmayı beklerim, yani samimi arkadaş çevremde bir kısım insanla hep bu çerçevede konuşuruz, ne yapayım ağız alışkanlığı.

*
Buna rağmen mutlu edemediğim
arkadaşlar. Tam size göre bir fotoğraf
buldum biraz önce avare avare
dolanırken webde. Sıcacık efenim, sağdan sağdan size gelsin :)
*
Utanmadan hala kabasın diyenleriniz varsa, sıkıyorsa bizim bahçeye beklerim ;)

theCalling


Elistraee'dir efenim majör figür. Tanrıçadır.
Unutulmuş Diyarlar'da drowların iyi olanları taparlar kendilerine, yüzeyde yaşayanlar.
Dark Maiden olarak da adlandırılır. Bitanedir kendileri, takdir ederim.
Siz de sevin diye yollayasım geldi.

Beceremedim

Zormuş mola istemek yahu. Durdukça yorulmaya başladım sanki.
Saçmalamaya devam etmek en güzeli.

fare thee well, lads

30 Mayıs 2008 itibariyle ( http://doksanbir.blogspot.com/2008/05/mola.html ) mola istemişim. Devamında meramımı Resim/Fotoğraf ve Başlık yazılarıyla anlatmaya çalışmışım. Çok kapılmışım o ara, çok yorulmuşum, insanlardan yorulmuşum ki insanlardan kaçmışım.
*
Yine denemek, yine yenilmek, daha iyi denemek, daha iyi yenilmek yolunda adımları atmıştım. Süreç içinde tekrar yorulmak da var tabi. Sanırım tekrar yoruldum. Sürekli komiklik, cıvıklık yapasım var, ama içimde birşeylerin öldüğü kendime böylesi aşikar iken, herkesi kandırmak çok kolay. Fakat gel gör ki, kendimi kandıramıyorum artık. Kendim, beynim ve düşüncelerim birbirimizden çok sıkıldık.
*
Şimdi başka bir yere, bir barikat arkasına, rakı içmeye yahut beraber yürüdüğüm insanların yanına çekilmiyorum. Evime çekiliyorum, uzun zamandır içmediğim şarapları içmeye. Odalarda köşe seçip oraya bakarak şarkılar söylemeye. Sessizlikten boğulma noktasına gelinen, telefonların açılmadığı, pek bir gülümseme olmayan yerlere gidiyorum. Çok eserse, belki arada birkaç fotoğraf atarım, o da çekebilecek takatim olur ise.
*
Belki bir gün, tekrar. O güne kadar, herkes kendine nasıl biliyorsa öyle baksın.



91 out. "Your Koolest Smile" dinleyin. Şarap için. Ağırlık kaldırın. Duvarları yumruklayın. Onu dövün.
Hiçbirşey değilseniz bile, içten olun. Dürüst olun.
Fotoğraf için Kaynak : http://images.google.com.tr/imgres?imgurl=http://farm3.static.flickr.com/2219/2410210324_11b42abccf.jpg%3Fv%3D0&imgrefurl=http://flickr.com/photos/61131255%40N00/2410210324/&usg=__Uo673tJnT4l1U_FOzVEv6t62mCw=&h=275&w=500&sz=38&hl=tr&start=868&tbnid=VC2PWNhyaadrsM:&tbnh=72&tbnw=130&prev=/images%3Fq%3Dkelep%25C3%25A7e%26start%3D860%26gbv%3D2%26ndsp%3D20%26hl%3Dtr%26sa%3DN