0100100101001101011010010111001101110011010110010110111101110110
*
hep yanlış duyguları sevdi hayatımdaki karakterler. kendim de, etrafımdakiler de, arkadaşlarım da, sevdiklerim ve sevmediklerim de, beni sevenler ve nefret edenler de. alayı. arada hayatımın bir yanlışlıklar sinsilesi olduğunu düşünmüyor değilim hani. ama çok komik bir şekilde ya. olmayan değer yargılarıyla, olmayan hayatlar yaşandı. kimi hala yaşıyor, kimi uyandı. hoş ben bile uykusersemi isem, herkes öyle yahut böyle uyanma aşamasına gelecektir dedim. sonra kendime haksızlık ettiğimi farkettim arada, peh, bir çoğu uyuduğunun bile farkında değil o insanların. nah uyanırlar. ben en azından senelerdir gerizekalılık yaptığımın farkındaydım, sadece yapmaktan çok keyif aldığıma inandırıyordum kendimi. şimdi o da kayboldu. doğruyum, ve doğruyu yaptığımı yüzüme söyleyenleri apayrı hislerle sevmeye başladım. arada tam ihtiyaç olan zamanlarda, öyle müdahaleler ki. seviyorum sizi.
*
anafikirden şaşmamalıyım. hoş, derdim kimsenin ciddi ciddi okumadığı şeyler hususunda kendi kendime ahkâm kesmek değil. yazdıkça bulduğum ve ilk anda göremediğim noktaları bulmak için yazıyorum bu gibi yazıları. kağıda yazdığım ve çöpe attığım tomarla yazıdan herhangi bir sayfa olarak yerini alır standart olarak, burayı da çöp gibi kullanıyorum genelde, öyle hisetmeye başladım :) bir gün toptan silerim, boşaltırım diye diye yazdım onca yazıyı, şimdi kıyamam herhalde silmeye. salakça. ve yine anafikirden uzaklaşmacasına yazılan satırlara eklemeceli hissiyatlar toplamı. huzur. vallahi, saçmalamaya başladım ve içim huzurla doldu günlük. hastayım bu kelebek etkisine.
*
etrafımdaki çoğu insan uzaktan sevmeyi seçti, yakınlaşanlar ise saçma sapan sür'atle yaklaştılar yaklaşmak istedikleri yerlere. pek hedeflenen sonlar çıkmadı, uzaktan sevenler ise sonuçları hiç bilmedi, vardıkları ara durakları ise hiç hatırlamadı. ben hep hatırlayacağım duraklara kadar güzel şeyler yaşamayı seçtim, hatırlamadığım yerlerde hep birşeylere üzülüyordum çünkü, saçma sapan yükleniyordum alkole. güzel içtim, takdir ediyorum.
*
seven olmayı tercih etti insanlar, sevilen olup geniş geniş sevebilecekken, sevip içtiler, içip sevdiler. sonra sevilme ihtiyaçları hasıl olduğunda, ilk gördükleri sevgi selini bentlerini aşıp taşmış ırmaklara benzettiler, devamında çorak topraklarda yağmur bekleme riskine bile balıklama daldılar. ben beklemedim, öyle bir ihtiyacı reddettim, nehir kenarında da içmek güzeldir dedim. takdir edilesi hareketlerime bir yenisini ekledim.
*
limitsiz kredileri tüketti insanlar, ne yapsalar başka bir hesaptan dengelediler bu kredileri, krediler hiç bitmedi, diğer hesaplar hep çıkıp durdu bir yerlerden, hesap olmayan yerlerde bankalar türedi fütursuzca. benim hiçkimsede kredim olmadı, genelde hep kendim kazandım hesaptaki bakiyeyi, artısıyla, eksisiyle. kimseye fatura edilmedi boşluklarım ve de yokluklarım.
*
devamında kabul edildiği gibi, zaten çoğu kimse farklı tarzları anlamıyordu, tek sorun kabile farklılıklarıydı. bizim kabile sizinkini dövmese de çoğu zaman, sizin kabile bizimkisini hiç anlamıyordu, anlamadıkça dövüyor, dövdükçe yakıyordu sizin kabile köprüleri, bizim kabilenin ise dayak yemekten başka çaresi yoktu. sizin kabileye el kalkmıyordu, kalksa da siz hiç orada olmuyordunuz, saygıdeğer kabile büyükleri.
*
sonra bir gün, günlerin herhangi birinde, kabile farklılığı gözetmeksizin konuşmayı denedik, fütursuzca konuşmayı, en açık konuşmalardan daha açık, en dürüst konuşmalardan daha dürüst. anlaşmalar üstüne anlaşmalar koyduk ve hepsi birbirinden güzeldi, iletişebilmek ise çok daha güzeldi. ama siz yine yaptınız yapacağınızı, kabilesini sktiğimin yerinde, bir tanesiyle anlaşılmaz derken onlarcasıyla anlaşılır hale geldi. bunca anlaşma arasında, bizim kabilenin korkak çocuğu sindikçe sindi, uzaklaştı, sonra biraz daha kaçtı.
*
sonra iletişimin olduğu durumlarda bile iletişemediğimizi, bunun böyle olması gerektiğini, aslında iletişim kurmadan iletişim kurmamız gerekliliğini farkettik, tek sorun bunun nasıl olacağını bilmemekteydi.
*
sonra, yıllar sonra, duman işaretlerinde olmasa da, işaretleşirken bulduk duymak istediğimiz sözleri, birler ve sıfırlardan ibaretken hayat, anlamlandırılan birler ve sıfırlar meleklerin varlığını ispat edercesine doğruladı düşündüklerimizin varış noktasını.
*
bir gün biri bir fotoğraf çekip, diğerine vermeyi planladı. başka biri ise o fotoğrafları alıp, farklı amaçlar doğrultsunda modifiye edilmesini uygun buldu. modifiye edilmiş fotoğraflar diğerleri tarafından takdir toplarken, modifiye edilmemiş olan fotoğrafı bambaşka biri gördü, çok sevdi. biri takvimdeki o güne işaret koydu. yuvarlak içine almadan, çarpı çizdi o güne. sonra o kadar yazının içindeki biri'lerden birkaç tanesini sen'ler ve ben'ler olarak değiştirdi.
*
uyumadan önce sigara içme olur mu, yattığın odada? yorgan tutuşursa panik de yapmamış olursun hem. tamam mı?